Gündem, Hasan Gezgin, Umut Yazıları

Maltepe işçilerinin imtihanı – Hasan Gezgin

Geçtiğimiz günlerde CHP’li Maltepe Belediyesi’ndeki belediye işçilerinin grev direnişinin egemenler tarafından nasıl kırılmaya çalışıldığının resmini gördük, hep beraber izledik. Bu süreç içerisinde hem egemenlerin birbirleriyle olan ‘kıyasıya’ mücadelesi ve onların periferine takılan sol’cuların ne denli basiretsiz tutumlar aldığına da şahit olduk. Ancak işçi ve emekçilerin mücadelesine önemli bir etki bırakan bu grev yarının önemli eşiklerinden olacaktır.

Öncelikle, bu direniş günlerinde CHP ile ortak tutum alan Genel-İş sendikası merkezi grevdeki üye işçilerinin direnişi karşısında egemenlerin safında yer almıştır. Tepeden yani sendika yönetimi ile Maltepe Belediyesi’nin ‘üst makamlarının’ işi oldu bittiye getirip sonladırmaya ve grevi sabote etmeye çalışmasının çeşitli nedenleri vardır. Büyük iddialar ile İstanbul yerel seçimlerine giren ve hem büyükşehiri ve bazı belediyeleri kazanan CHP’nin AKP faşizmi karşısında prestij kaybetme ihtimali başta CHP’yi grevin halkla buluşmaması üstüne harekete geçirmiştir. Burada önemli olan etken ise sendika yönetimi ile belediye yönetiminin grevin boyutunu küçük göstererek işçilerin mücadelesini diğer toplumsal mücadele kesimlerine yalan yanlış bilgilerle lanse etmesi oldu. Çünkü bir işçi sendikasının yönetiminin aldığı tutum en nihayetinde bir ‘bağlayıcılık’ olarak görülmektedir. Böyle bir durumda ise grevdeki işçilerin sesini duyurması iki noktaya taşınmaktadır. Birincisini, grevin amacı ve ikincisini ise grevi kıran sendika yönetimine karşı mücadele ve teşhir oluşturmaktadır.

Bu noktada sendika yönetimi ve CHP eliyle organize edilen yapı-kurum-kuruluş ve kişiler doğrudan AKP-MHP faşizmine karşı ‘büyük’ bir zafer olan İBB seçimlerini kazanmış CHP’nin arkasına dizilmekten geri durmadılar. Çünkü faşizme karşı bir zafer olarak ilan edilen bu durumun AKP’ye politika malzemesi yapılmasına izin vermemek en başta sol görünümün işi olmaktadır. Bunun sebebi günlük siyasete hapsolmuş anlayışın faşizmi yenme gücünü kendisinde bulamayıp adına strateji dediği yenilgilerle sınıfa karşı CHP saflarında tavır almasıdır. Kimi grev kırıcılarının Maltepe sokaklarını ‘hoş’ bir hareketle temizlemeye çalışarak işçilerin mücadelesini görmezden gelmesi nasıl onu hiçleştirdiyse o da bunu bile isteye yapmıştır. Sebebini sorsak ‘faşizme karşı mücadele’ adına yapılmıştır. Faşizme karşı mücadelenin ayaklarını sınıf düşmanları ile kurmanın sonucu bugün bunu yaratmaktadır. En nihayetinde sol’un bazı kesimlerinin de içinde olduğu bilinçli ve kısa süreli sistematik bir saldırı-grev kırıcılığı örgütlenmiştir. Üstelik bunu topyekun tabana yaymaya çalışarak işçiler yalnızlaştırılmaya çalışılmıştır. Bu, ‘her şey güzel olacak’ demenin sonucudur.

Bu temel bilgiler ışığında işçilerin mücadelesi devrimci mücadelenin çizgi sorunuyla örtüşen bir paralellikte ilerlemiştir. Sermaye ve devlete karşı devrimci mücadelenin önünde duran hem de ‘kendi içinden’ olan bazı anlayışlar nasıl devrimci stratejileri geri çizgiye çekmeye çalışıyorsa bugün işçilerin ve diğer toplumsal mücadelelerin gelişim dinamikleri de birbirlerine iki ayrı koldan eş güdümlü ilerlemektedir. Bu önemli bir gelişmedir, çünkü; belediye işçilerinin grev sebebi nihayetinde ekonomik geçim kaynaklarının iyileştirilmesi olmasına karşın bu mücadelede edindikleri tecrübe bazı sol anlayışlara karşı da tecrübedir. İşçi sınıfının mücadelesine engel olan ve onu sistem içinde tutmaya yönelik gelişen her türden yönelim devrimci öncüleşme pratiklerini yaratmalıdır. Zira işçiler her ne kadar kendi örgütlenme ve mücadele yöntemlerini tartışırken aslında hedeflerine odaklanıyorsa da o odağı devrimci özneyle buluşturmak ve eyleme taşımak önemli bir eşik yaratacaktır.

Kimileri için farklı olsa bile faşizmi yıkmada esas olan strateji devrimci eylem ve bilinçle işçi sınıfının tarih sahnesini yazmasıdır. Onun hiçleşmesi değil özneleşmesi ve eyleme geçmesidir. Bu sebeple günün ihtiyacı böylesi sistem yanlısı-işçi düşmanı söylem ve pratiklerin devrimci yöntemlerle boşa düşürülmesi ve işçilerin devrimci partiyle buluşmasıdır.

Gelgelim sonuca; kim farklı düşünür bilinmez ama başta Maltepe işçileri olmak üzere toplumsal mücadele içerisinde hala yerini tutanlar bu grevle beraber yeni bir mücadele tecrübesini fiilen yaşamış olmuşlardır. Bu işten direnişçi işçiler zararlı çıkmadı, istediğini de kazanamadı belki ama sistemle mücadele imtihanında devrimcilerle saf tutacaklarını anladılar.

Paylaşın