Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), 8 Mart vesilesiyle Parlamento Kadın Grubu toplantısına katılan DGD-SEN üyesi Migros depo işçileri adına konuşan Fatma Yiğit “Duysunlar; bu iş sonuna kadar gidecek. Sonuna kadar direneceğim” dedi.
DGD-SEN üyesi ve Kod 29 ile işten çıkarılan Migros depo işçisi Fatma Yiğit, Parlamento Kadın Grubu toplantısında yaptığı konuşmada, “Onlar gökdelenlerde oturarak bizim o depolarda ne yaşadığımızı bilemezler. Bizi muhatap bile almıyorlar. Duysunlar; bu iş sonuna kadar gidecek. Sonuna kadar direneceğim” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), 8 Mart vesilesiyle Parlamento Kadın Grubu toplantısı Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın gerçekleştirdi. Toplantıya Kod 29 ile işten çıkarılan DGD-SEN üyesi Migros depo işçileri de katıldı.
HDP Parlamento Kadın Grubu toplantısında konuşan Migros depo işçisi Fatma Yiğit, “2 ay önesine kadar Migros Şekerpınar deposunda çalışıyordum, 2 ay önce Kod 29’dan dolayı atıldım. 2 buçuk yıl çok zor şartlarda çalıştık, hijyen sıfırdı, mobbing olsun, taciz olsun her şeye maruz kaldık. Bu Covid 19 başladıktan sonra işler daha da arttı. Migros marketler boşaldıkça biz onları doldurmak zorunda kaldık. Sabah 06.30’dan evden çıkap hava kararana kadar devam ettik. Bu böyle yılbaşına kadar devam etti. Bizi çıkarana kadar devam etti” dedi.
Çalıştıkları süre boyunca çocuklarının yüzlerini göremediklerini ifade eden Yiğit, “Onlara ‘Bizim de ailemiz var, çoluk çocuğumuz var, evi otel gibi kullanıyoruz’ dediğimizde ‘Yapacak bir şey yok, eşiniz çalıştırmasın’ dediler. Öyle bir cevapla bize geri döndüler. Biz başa çıkamadık. Gece vardiyanlarında soğuk çorbalar içtik, yağmur yağdı, kar yağdı bizi kesinlikle görmediler. Orada pislik içinde her şeye maruz kaldık. Zeminler bozuktu, suların içinde, ayaklarımıza streç sararak çalıştık. Orada her şeye katlandık. Onların sermayesini kat kat katlarken, biz onların sermayesi altında gittikçe ezildik ve çocuklarımızın yüzünü görmez hale geldik ve sendikaya üye olduk” diye kaydetti.
Sendikaya üye olduklarının patron tarafından duyulmasının ardından iki kişinin yaptığı işi bir kişiye yaptırmaya başlandığını söyleyen Yiğit, “İşçi almadılar, 80 kişi Covid-19’a yakalandı. O Covid-19 olan arkadaşlarımızı gönderdiler, temaslılar çalışmaya devam ettik. Covid-19 olan arkadaşlarımız da kendi imkanlarıyla evlerine gittiler. İş yeri öyle bir yer ki ulaşım sıfır. Oraya gelen kamyon ve tırlarla ancak ulaşım sağlanıyor. Ya taksi çağıracaksın ama o da zor ya da tırlarla gideceksen gideceksin. Böyle devam etti, hiçbir şey yapmadılar” diye konuştu. Patronun göstermelik olarak kapı önüne bir kamera koyduğunu ve ‘Bu sizin ateşinizi ölçüyor’ denildiğini aktaran Yiğit, “Öyle bir şey yoktu, biz de inanmadık. Ateşimiz ölçülüyordu güya, aşağı inince arkadaşlarımız ateşleniyordu. Bu böyle devam etti. Biz sendikaya üye olduktan sonra bunlar işçileri 3’er, 4’er çıkarmaya başladılar. Yerlerine de 150-200 kişi aldılar. Biz de sanıyoruz ki işimiz hafifleyecek, artık biz de insan gibi yaşayacağız. Sonra o gelen işçilere işi öğrettik. Ondan sonra bizi ücretsiz izne çıkarmaya başladılar” diye konuştu.
Kaynak: ETHA

 
             
                     
                     
                     
                                             
                                         
                                        