Aydın Erdem davasına bakan AİHM’e bildirimde bulunan Türkiye, etkin soruşturma yürütmediğini kabul etti. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, faillerin cezalandırılması için suç duyurusunda bulunacakları söyledi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Diyarbakır’da 6 Aralık 2009 tarihinde Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatılması protestosunda polis kurşunuyla yaşamını yitiren Dicle Üniversitesi öğrencisi Aydın Erdem’in ölümüne ilişkin ihlal kararı verdi. AİHM, aileye 13 bin 500 euro tazminat ödenmesine hükmetti. Aydın dosyasını takip eden İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, söz konusu sürece ilişkin dernek binasında açıklama yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, bundan sonraki süreçte Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın faillerin cezalandırılması yönünde işlem yapmasını beklediklerini ve bu yönlü suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.
Türkiye’den tek taraflı deklarasyon
Türkiye, suçlamalara karşı AİHM’e savunma göndermek yerine, tek taraflı deklarasyon gönderdi. Türkiye, deklarasyonunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan yaşam hakkının korunması bağlamında etkin soruşturma yürütülmediğini kabul etti. Türkiye, etkin soruşturma yürüteceğine dair bildirimde bulunarak, taahhütte bulundu. Türkiye, bildiriminde, “Hükümet, başvurucunun oğullarının ölümü etrafında cereyan eden olayların ve bu ölüme dair soruşturmanın Sözleşmenin 2. Maddesiyle güvence altına alınan standartları karşılamadığı için üzgün olduğunu ifade eder. Hükümet, etkili soruşturmalar yürütme sorumluluğu da dahil olmak üzere, gelecekte yaşam hakkına saygı gösterileceğini temin etmek için gerekli tüm önlemleri almayı taahhüt eder” ifadelerini kullandı.
Devlet dosyayı kapatmak istiyor
İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu ve Aydın Erdem’in ailesi, konuya ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmanın etkin bir soruşturma olmadığına belirterek, “Faile ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmedi ve dava açılmadı. Bir süre sonra da dosya hakkında takipsizlik kararı verildi. İHD Hukuk Komisyonumuz aracılığıyla davayı AİHM’e taşıdık” dedi. Devletin “dostane çözümle” dosyayı kapatmak istediğini ifade eden Zeytun, avukatların ve ailenin bu girişimi kabul etmemesi üzerine, devletin AİHM’e tek taraflı bildirimde bulunduğunu ve etkin soruşturma taahhüdünde bulunduğunu kaydetti. AİHM’in de tek taraflı deklarasyonla ihlal kararı verdiğini belirtti.
İhlal itiraf edildi
Tek taraflı bildirim taahhüttüne rağmen sorumluluğun yerine getirilmemesi halinde başvurunun tekrardan AİHM’in dava listesine gireceğini aktaran Zeytun, “Karardaki nihai hükümle birlikte devlet, etkin bir soruşturma yürütülmediğini itiraf etmiş durumda. Bildirimle birlikte bütün yargısal süreci işleteceği taahhüdünde bulunmakta. Bundan sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyada bulunan 4 şüpheli polis hakkında etkin bir soruşturma yürütmesi gerekiyor” dedi.
‘Suç duyurusunda bulunacağız’
“Dosyadaki somut veriler bir yargısız infazın gerçekleştiğine dair güçlü verilerdi, buna karşı hükümetin buna karşı sunabileceği bir delili de yoktu” diyen Zeytun, şunları söyledi: “Hükümet de bunun farkında olarak polisin işlediği suçu peşinen kabul etti. Bu bildirimin içeriğindeki teklif de hem ihlali kabul etmiş hem de karar sonrası mahkumiyeti de kabul etmiş. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulanacağız. Türkiye’nin AİHM’e verdiği taahhüdün yerine getirilmesini bekliyoruz.”
13 yıldır adalet bekleniyor
Erdem’in babası Mahmut Erdem ise 13 yıldır faillerin cezalandırılmasını beklediklerini ifade etti. Baba Erdem, şunları söyledi: “Bu gün bizim oğlumuzun başına geldi, yarın başkasının başına gelir. Başkasının başına gelmesin diye bu hakkın yerini bulmasını istiyoruz. Bu hakkın yerine gelmesi için mücadele edeceğiz. Bunun peşini bırakmıyoruz. Ailece bu acıları çektik, başkası da bu acıları çekmesin.”
Ne olmuştu?
Dicle Üniversitesi öğrencisi Aydın Erdem, Diyarbakır’da 6 Aralık 2009 tarihinde Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatılması kararının protesto edildiği bir eylemde polis kurşunuyla öldürüldü. Erdem’in yaşamını yitirdiği olaya ilişkin başlatılan soruşturmada Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Polis Evi tuvaletinde 6 mermi kovanı bulundu. Yapılan soruşturmada mermilerin olay günü havaya ateş ettiğini söyleyen polisler S.B. H.İ., V.Ö. ve T. M. silahlarından çıktığı belirlendi. Ancak hazırlanan raporda, deforme olmuş mermi çekirdeğinin hangi silahtan atıldığı tespit edilemedi. Olay yerinde tutanak tutmadan topladığı boş kovanları Polis Evi’ndeki tuvalete atan polis T.M. ve diğer polisler hakkında ise işlem yapılmadı.
Başvuru 2012 yılında yapıldı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Erdem’in yüzü puşili bir kişi tarafından vurulduğuna dair tanık beyanları olduğunu öne sürerek sanıklar hakkında takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık, Erdem’in faillerinin bulunması için başlatılan soruşturmada ise “daimi arama” kararı vererek, dosyayı rafa kaldırdı. Erdem ailesinin avukatları, bunun üzerine etkin ve yeterli bir soruşturma yürütülmediği ve yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle 2012 tarihinde AİHM’e başvurdu.
Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi
