Kültür - Sanat

Umut kitap tanıtımı; Bir ÇEKA romanı: Saat On Üçte Sayın Generalim

Umut kitap tanıtımında sizlere bugün gerçek yaşamışlıkların geçtiği, yazarının da bir Çekist (ÇEKA örgütünden olan) olduğu, Sovyet edebiyatının nadide eserlerinden olan bir ÇEKA ( ‘Vserossiyskaya çrezvıçaynaya komissiya po borbe s kontrrevolyütsiey i sabotajem’ veya Türkçe mealiyle Karşı Devrim ve Sabotajla Mücadele Olağanüstü Komisyonu/Komitesi) romanını paylaşıyoruz.

Bir ÇEKA romanı: Saat On Üçte Sayın Generalim

Türkçeye ilk çevirisi 1980 yılında yapılan bu romanın 1970’te yayımlanan ilk baskısı yüz bin tirajı buluyor. Sovyetler Birliği döneminde yarım milyondan fazla basıldığı bilinen bu roman günümüzde tüm dünyada milyonların ulaşabileceği çoklukta baskıya sahip bir ilgiye kavuşuyor.

Ekim devrimi ve 2.dünya savaşı yıllarına bir dizi olay zinciri ile ışık tutan bu kitap bir istihbarat örgütünün faaliyetlerini, devrim ve karşı devrim arasındaki mücadelenin keskinliğini, zorluğunu, gerekliliklerini konu alıyor. Zor durumda alınması gereken kararlar, korunması gereken bir devrim ve kaybedilmemesi gereken bir savaşın yarattığı insan iradesinin göğüsleyebileceği mücadelenin ortaya çıkardığı yaşamların hikayesi tüm gerçekliği ile okuyucuya aktarılıyor.
Romanın yazarı Arkadiy Vasiliev kısa önsözde; “Bu roman, gerçek tarihsel olaylara ve gerçek insan kaderlerine dayanmaktadır. Başkahramanın adından başka, romandaki kahramanların hiçbirinin gerçek adı değiştirilmemiştir.” İfadesinde bulunarak romanın özgünlüğünü ve tarihsel gerçekliğini vurguluyor.

İki bölümden oluşan romanın birinci bölümünde, 1918-1925 yılları arasında Sovyet devriminin zorlu yılları ele alınıyor. Sovyet devrimine karşı kurulan komplolar, karşı devrimci faaliyetler bu bölümde işlenirken, yine bu bölümde Sovyet devriminin önderi Lenin ve yoldaşları Cerjinski, Sverdlov ve Frunze gibi yöneticiler de sıklıkla görülüyor. Ve tabi ki ÇEKA’nın iç yapısı bu bölümde okuyucu ile buluşuyor.


“-Kaç yaşındasın Martinov?
-Yirmi.
-Şikâyet etmek için tabii ki erken. Seni bir başka işe göndersek gider misin?
-Burada bir kimseye engel mi oluyorum? Burası da fena değil.
-Çeka diye bir şey duydun mu?
-Gazetelerde okudum. Komploları ortaya çıkarıyor.
-Çeka’da çalışmak ister misin?”


Diyaloğu ile Çeka faaliyetine adım atacak olan demiryolu işçisi Andery Martinov’un hikayesi başlıyor.
Çeka, Lenin’in önerisi ile 1917 Ekim devriminin karşı devrim güçlerine, komplolara karşı korunması için kuruluyor. Rusça “Çrezviçaynaya Komisiya” sözünün baş harflerinden oluşan bir sözcük olan Çeka “Olağanüstü Komisyon” anlamına geliyor. Çeka’da çalışan insanlara kısaca çekist deniyor.

Romanın yazarı gençliğinde Çekist olarak çalıştığı için, olayların örgüsünü kopmadan, ayrıntılı, derinlikli bir şekilde ele alıyor ve belgelere dayanarak sunabiliyor. Bu da romanı daha ilgi çekici kılıyor. Hem bir tarih romanı olma özelliğini taşıyan bu kitap, bir belgesel işlevi de görerek dönemin tüm ayrıntılarını incelikli edebi bir dille anlatıyor.

Romanın ikinci bölümünde, 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın az bilinen olayları, Sovyet devrimine karşı en üst düzeyde yapılan ihanetler, Nazi Almanyası saflarında gelecek hayali kuran karşı devrimciler ve diğer yanda Sovyet devrimine bağlılıkları ile göz dolduran, mücadeleleri ve fedakarlıkları ile öne çıkan kahraman devrimciler gibi bir çok karakter yer alıyor.

”-Affedersin, sana en önemli şeyi söylemedim. Andrey, sivil yaşama veda etmen gerekiyor. Seni, Almanların cephe gerisine, Vlasov’un karargahına göndermeyi kararlaştırdık.
– Neden beni?
– Çünkü sen Çekistsin…”


Diyaloğu ile romanın ikinci bölümündeki olaylar dizisi gelişmeye başlıyor. Her bir bölüm yaşanan anılardan çıkıp karşınızda almanız gereken kararlar, sorgulamanız gereken olaylar olarak beliriyor. Bu özelliğiyle kitap okuyucuyu da bir parçası haline getiriyor.


Lenin bu roman içinde yer alan bir bölümde “Tarihteki her derin ve güçlü halk hareketi içinde pislikler de bulunmuştur; deneysiz yenilikçilerle serüvenciler, kendilerini beğenmişler ve gevezeler, şarlatanlar, yapışmış budalaca paniğe kapılmalar, şaşkınlıklar, iş yapar görünmeler olmuş, bazı deneysiz “önderler” yirmi işe birden sarılmış ve hiçbirini sonuna ulaştıramamıştır.

Bunların hepsi bizde de var. Bunlar, bizde, İvanovo-Voznesensk’te de oluyor. Bizde de kendini beğenmişler ve gevezeler var. Şarlatanlar da. Kahrolasıcalar sokulmayı, yapışmayı, sızmayı başardılar. İl Askeri Komiseri Pavel Baturin, şehir komitesinde, ilk sovyet askeri birliği komutanı Kuvaldin’in kaçış öyküsünü anlatırken şöyle diyordu: “Aramıza sızmış namuzsuz, para ve iki tabanca çalmış. Oysa kendisine öylesine güveniyorduk ki…”
Savaşın dehşetleri, en ummadıkları zamanlarda başlarına gelen iflaslar, yıkım ve açlığın görülmemiş acıları karşısında dehşete düşen küçük mülkiyet sahipliği, bu gibi tiplerin sosyal kaynağıdır. Bunlar, çıkış ve kurtuluş yolu ararken, proletaryayı destekleme ile umutsuz çırpınışlar arasında kararsızlıklar geçirirken, sağa sola yalpa vurmaktadırlar. İsterik yalpalamalar bize gerekli değildir. Bize, çelik gibi sağlam proletarya birliklerinin uyumlu ilerlemesi gereklidir.”
 Diyor.


Çeka’nın, devrimci mücadelenin özeti anlamında olan bu bölüm günümüz devrim mücadelesinin erken evre sorunlarını düşündüğümüzde; Sovyet devrimin karşılaştığı zorlukları bilince çıkarmak, dersler almak elzem hale geliyor. Bu kitap bu anlamıyla devrime bağlılık, devrimci yaşamın gereklilikleri konusunda yapılan fedakarlıkları, çelikten disiplini sunarken karşı devrimin devrimci hücrelere karşı eylemini ve ona karşı mücadeleyi konu alıyor.
Son olarak bir küçük alıntı ile daha okuyucuları kitabın bizden geriye kalan kısmı ile baş başa bırakalım, “İnsanlar türlü türlüdür, Martinov… Tekrar ediyorum, bu, Çekistlerin en önemli buyruklarındandır; değerlendirmelerinde asla acele davranma. Gerçekten bir şey olduğuna kanaat getirsen bile, sapta bakalım o zaman neden bu hale gelmiş… Belki gerçek düşman tam arkasında… Hiç unutma Andrey, insan için çalışır, insan için savaşırız.”


Bu alıntı ile okuyucunun biraz daha ilgisini mazhar hale getirebildiysek “Saat On Üçte Sayın Generalim” kitabı için şimdiden devrimci okumalar dileriz…

Paylaşın