Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Serinyol Mahallesi’nde depreme yakalanan Mert Arslanyürek, çocukluk arkadaşlarını ve yakınlarını kaybetti. Mahallelerinin karşısında AFAD İl Koordinasyonu’nun bulunmasına rağmen 3-4 gün mahalleye kimsenin gelmediğini belirten Arslanyürek, gönüllülerle arama kurtarma çalışmaları yürüttüklerini ve kentin yok oluşuna tanklık ettiklerini söyledi. Kendisi de depremzede olmasına rağmen Hatay Deprem Dayanışması’nda yer alan Arslanyürek, memleketi için gece gündüz çalışıyor. Arslanyürek, deprem anını ve sonrasını anlattı.
Doğup büyüdüğü kentin haritadan silindiğini söyleyen Arslanyürek, “Antakyalıyım, Serinyol’da yaşıyorum. Şu anda buranın ölüm oranını bilmiyorum ama çok yüksek. Haritadan silinen mahalleler var. Bulunduğumuz mahallenin nüfusu 20 bin civarı, burada çok katlı binalar enkaza dönüştü. Evim gibi müstakil evler daha az hasar gördü. Şanslıydık, inşaatçı olduğumuz için kendimiz yapmıştık. Birinci derece ailemde ölüm yok ama kaybettiğim çocukluk arkadaşlarım ve uzak akrabalarım var. Mahallemizin ve kentimizin yok olduğunu gördük. Bu başlı başına bizler için büyük bir kayıp” dedi.
Aslanyürek devamla, “Deprem anında elektrikler kesildi, sonrasında telefonlar çekmemeye başladı. İnsanlar ne akrabalarına ne de komşularına kimseye ulaşamaz oldu. Mahallede insanlar kendi imkanlarıyla yakınlarını enkaz altından çıkarmaya başladı. İlk saatlerden itibaren kendi mahallemizde komşularımıza ulaşmaya çalıştık. Serinyol Mahallesi, AFAD İl Koordinasyonu’nun hemen karşında olan bir mahalle ancak buraya depremin 3, 4’üncü gününe kadar kimse gelmedi. Aileler AFAD önünde yalvararak, yardım istedi. Maalesef 3-4’üncü gününe kadar AFAD bulunamadı. Mahallemizde bir de askeri kışla var orada da göçükler oldu, o yüzden oradan da bir yardım göremedik. 4’üncü günden itibaren belli başlı mahallelere profesyonel ekipler gelmiş olmasına rağmen çok yetersiz kalındı. İmkanlarımızla enkaz çalışmalarına müdahale edebildik ama malzeme sorunumuz vardı. Ayrıca bu konuda profesyonel değildik, kol gücümüzle bildiğimiz kadar enkazlar da insanlara yardımcı olmaya çalıştık.” dedi.
Depremin 4’üncü gününe kadar herhangi resmi bir araç görmediklerini ifade eden Arslanyürek, “Devlet yönetmeliği, deprem yönetmeliğinin devletin kendi kamu binalarında bile uygulamadığını gördük. Kamu binaları dahi denetlenmemiş, çöken hastaneler, okullar, askeri alanlar, emniyet binaları… O yüzden kamu gücü için ‘yetersiz kaldı’ demenin ötesinde yoktu diyebiliriz.
Depremin 4’üncü gününe kadar herhangi resmi bir araç görmediklerini ifade eden Arslanyürek, “Devlet yönetmeliği, deprem yönetmeliğinin devletin kendi kamu binalarında bile uygulamadığını gördük. Kamu binaları dahi denetlenmemiş, çöken hastaneler, okullar, askeri alanlar, emniyet binaları… Buraya aktarılan kamu kaynakları ve yardımları hala yetersizliğini koruyor. Aslında burada belli bir kabulleniş de var. Bu yardımların çoğunluğunu sivil toplum ve halk kendi kendine dayanışmayla yapacak, böyle de devam edecek” diye belirtti.
Aslanyürek son olarak hala dayanışmaya ihtiyaç olduğunu belirterek, dayanışma çağrısında bulundu. (MA)