1 Mayıs günü Taksim Meydanına çıkmaya çalışırken gözaltına alınan ve sonrasında saatlerce haber alınamayan Devrimci Parti üyesi Erkin Barın Göylüler’in serbest bırakıldıktan sonra Terörle Mücalede Şubesi tarafından gözaltına alındığı öğrenildi.
Sabah saatlerinde Erkin Barın’dan haber alamadıklarını ve kaçırıldığını duyuran Devrimci Parti ve Kadınların Kurtuluşu sosyal medyada #ErkinBarınNerede hashtag’iyle konuyu gündemleştirmişti. Sonrasında dayanışma sonucu kamuoyunda oluşan tepkiyle TEM şube resmi gözaltı işlemi yapmak zorunda kaldı ve Erkin Barın’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü öğrenildi. Ayrıca, Erkin Barın Göylüler’in evine de baskın düzenlendi ve keyfi arama yapıldı.
Konuya dair yaşanılanları detaylı anlatmak adına Devrimci Parti Genel Merkezi ve Kadınların Kurtuluşu Merkezi Koordinasyonu bir açıklama yayınladı. “Zafere kadar hep birlikte” başlığı ile yayınlanan açıklamada “Tüm demokratik kamuoyuna çağrımız kaçırılma ve kaybetme politikalarına dair sözümüzü söyleyeceğimiz bir eylemi aynı zamanda Erkin yoldaşımıza yönelecek tutuklama saldırısı ile birleştirerek yürütmektir” denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Değerli dostlar, devrimci-demokrat kamuoyu, feministler, lubunyalar; dün Erkin Barın yoldaşımız 1 Mayıs yürüyüşümüzde Taksim’de gözaltına alınmıştı. Diğer yoldaşlarımız ve dost kurumdan devrimcilerle ifade işlemlerinin ardından gözaltı çıkış darp-cebir raporu için Bahçelievler Devlet hastanesine götürüldü. Muayeneye tek tek alınacağı söylenen sağlık raporu alım sürecinde ilk kişi olarak araçtan muayeneye götürülen Erkin yoldaşımız eşyalarını teslim aldığına dair imzasını da atarak gözaltı çıkışı yapıldığı bilgisi aldık. Fakat kendisinden sonra aynı araçtan ve hastaneden bırakılan yoldaşlarımızın çıktığında Erkin’e ulaşamaması ile birlikte kaçırıldığına dair şüphemiz oluştu. Hastane önünde bir süre bekleyen diğer yoldaşlarımız kendisinin polis olmadığı fakat yaşanan sorunu çözebileceğini söyleyen bir şahıs tarafından taciz edildi. Uzun süren aramalarımız cevapsız kaldı.
90lardan bu yana bildiğimiz kaçırma-kaybetme politikalarının yeniden yoğun bir şekilde devreye koyulduğu hepimizce aşikar. Gökhan Güneş ve Ayten Öztürk süreci bunun en yakın örneği. Bu yüzden devlet tarafından kaçırdığına emin olarak #ErkinBarınNerede tagi başlatarak acil eylem çağrısı yaptık. Sizlerin dayanışması ve yoğun emekleriyle Erkin yoldaşımızı bulduk. TEM şube tarafından resmi gözaltı işlemi uygulanmak zorunda kaldı. Süreç polis operasyonuna çevrilerek yoldaşımızın evi basıldı, keyfi arama yapıldı. Yani bizler bir kez daha mücadelemizle ve birlikteliğimizle kaçırma-kaybetmeyle bizi sindireceğini sananlara buradayız dedik. Bizler aynı zamanda lubunya kimliği nedeniyle yoldaşımızın özel hedef alındığını da biliyoruz. Bu yüzden mücadelemizle kaçırmadan operasyona dönen sürecin bir lubunya yoldaşımıza tutuklama saldırısına dönüşmemesi için de mücadelemizi sürdürme çağrısı yapıyoruz.
Bugün koymuş olduğumuz bütün eylemleri süreci netleştirerek tutuklama saldırısını da gören bir eylem hattına çevirmeyi düşündüğümüz için iptal ettik. Tüm demokratik kamuoyuna çağrımız kaçırılma ve kaybetme politikalarına dair sözümüzü söyleyeceğimiz bir eylemi aynı zamanda Erkin yoldaşımıza yönelecek tutuklama saldırısı ile birleştirerek yürütmektir. Günler önce DBP’den ve ESP’den yoldaşlarımıza yapılan operasyon saldırılarına da birlikte cevap olduk, olacağız. Bugün Yeşil Sol Gençlik Meclisi’ne yapılan operasyon açısından da tavrımız nettir. Saldırıları üstümüze aldık, cevabının ortak muhataplarından biriyiz.
Kadınların, lubunyaların birbirlerinin hayatlarına nasıl sahip çıktığını gördüğümüz bir dayanışma sürecini yine kadınlar ve lubunyalara yönelen kaçırma-kaybetme yönlü de uygulanan erkek devlet şiddetine karşı eyleme çevirmenin ihtiyacını da partili kadınlar olarak hissettiğimizi duyurmak isteriz. Çağrımız aynı zamanda feminist harekete ve lubunya hareketinedir.
Tüm dostlara dayanışmalarından ötürü sevgilerimizle. Zafere kadar hep birlikte!
