Haziran 1970’te, Ürdün’deki Batı destekli rejimin ülkedeki Filistin mülteci kamplarını bombalamasının ardından [Kara Eylül], Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Genel Sekreteri Corc Habaş liderliğinde, İsrail’in başlıca destekçileri ABD, Batı Almanya ve İngiltere vatandaşlarından oluşan bir grubu başkent Amman’daki iki otelde rehin aldı. Rehinelerin serbest bırakılması karşılığında FHKC, ‘kamplara yönelik tüm [Devamını Oku…]
Seçtiklerimiz
FHKC yöneticisi Halid el-Yemeni: Yenilmez ordu imajı sona erdi
Filistin direnişinin başlattığı savaş, stratejik boyutların yanı sıra, etkileri çatışma günlerinin sona ermesiyle bitmeyecek bir dizi saha ve operasyonel göstergeyi de içeriyor; zira Filistin direnişi, saldırının şekli, doğası ve zamanlaması açısından kökten farklı bir denklem başlattı. En ciddi operasyonel önemi de, Filistin direnişi tarafından aylar boyunca yürütülen stratejik şaşırtma ve [Devamını Oku…]
Kahraman bir asker: Michel Nash! – Arif Mostarlı
Çok yalın bir cümle söyledi o: Yurttaşlarıma ateş açmayacağım! İşkencelere katılmayı da reddetti. Pinochet’in ordusunda bu bedeli çok ağır olan bir eylemdi; ama yaptı ve sonucuna katlandı “İşkence sürerken beni alıp boş bir yere götürüyorlar. Uzun süredir gözlerim kapalı olduğu için önce görmekte zorlanıyorum. Sonra yavaş yavaş odaklanınca, salonun ortasında [Devamını Oku…]
Ne böyle geldi ne de böyle gidecek!
Çağrımız sana! Ezberletilmiş bir yalandır “Böyle gelmiş böyle gider” sözü. İlkokulda başlanır insanın değiştirmeye olan iradesini kırmak ve dönen sömürü çarkları arasında umutsuzca yaşatmak. Çünkü değişmeyeceğini öğütlemek, yönetilen çoğunluğun köleliği kader kabul ederek yöneten azınlığa biat etmesini kolaylaştırır. Sonra dönsün çarkıfelek… Senin payına kölece çalışma, işsizlik, aşağılanma, işyerinde sakat kalma, [Devamını Oku…]
Feminist barış politikası ve kolektif haklar – Hülya Osmanağaoğlu
Süleyman Demirel’in 1992 yılında “Kürt realitesini tanıyoruz” cümlesinin ardından, 93 yılında Genelkurmay açıklamalarında “düşük yoğunluklu savaş” tanımının kullanılması, Kürt sorununun devlet katındaki yeni ifadeleriydi. Uzun yıllar boyunca bir savaş olduğunu kabul etmeyen devletin itirafını niteliyordu bu açıklamalar. İnkâr, imha ve asimilasyon çerçevesinde yürütülen savaşa karşı ilk yaygın sesler de yine [Devamını Oku…]