Cenk Ağcabay, Umut Yazıları, YAZARLAR

Ukrayna’da yeni barış planı ne kadar gerçekçi? – Cenk Ağcabay

ABD ve Rusya yetkililerinin yürüttükleri görüşmeler sonucunda ulaştıkları yeni barış planı önce Batı basınına sızdırıldı. Daha sonra Ukrayna parlamentosu mensubu bir milletvekili barış planının kapsadığı maddeleri açıkladı. Ukrayna devlet başkanı Zelenskiy Kiev’de üst düzey bir Pentagon heyetiyle görüştü ve Zelenskiy’nin başkanlık ofisinden yapılan açıklamada, Ukrayna’nın “ABD yönetiminin Rusya ile istişare ettikten sonra önerdiği barış planına yapıcı, dürüst ve operasyonel bir şekilde katılacağı” ifade edildi. Açıklamada kullanılan ifadeler manidar. Dürüst bir katılım neden belirtilir? Açıklamadaki bir başka dikkat çeken unsur, ABD’nin Rusya ile istişare ederek barış planını hazırlaması ancak Ukrayna yetkililerinin metni tamamlandıktan sonra görmesidir. Doğrudan Ukrayna devlet başkanlığı açıklamasında var olan bu ögeler, Ukrayna’da yaşanan savaşın gerçek niteliği gözler önüne sermektedir.

Füzeler, top mermileri Ukrayna sınırları içindeki topraklara düşüyor ancak bir anlaşma metninin konuşulduğu masalarda Ukraynalılar değil Amerikalılar oturuyor. Karşı tarafla anlaşmanın koşulları belirlendiğinde Ukraynalılara bilgi veriliyor. Batı basını en çok bu unsuru öne çıkarıyor. Barış planının Ukraynalılarla istişare edilmemesi ve Ruslarla istişarelerin ardından Ukrayna yetkililerinin önüne konulmasına dikkat çekiliyor. Batı basını hep olduğu gibi, yine gerçeklerin üzerini örtme işlevini görüyor. Ukrayna savaşının temel gerçeklerinin gizlenmesi, Ukrayna’nın NATO hedefleri doğrultusunda nasıl bir yıkıma uğratıldığının üzerinin örtülmesi için çalışmaya devam ediyor. Amerika’nın New York Times gazetesi konuya çok geniş yer ayırdı ve bu durumdan Trump’a vurmak için yararlanmaya çalışıyor. Gazetenin yorumuna göre, “Barış planı Rusya’nın uzun süredir devam eden taleplerini yansıtıyor.” NYT diyor ki, Trump esasında Rusya’ya çalışıyor. Daha fazla Ukraynalı ve Rus ölmeli, Rusya takatsiz kalana dek bu savaş tırmandırılmalı.

İngiltere’nin Guardian gazetesi de aynı kanıda, Guardian’ın yorumuna göre, “Barış planı Ukrayna için çok acı verici ödünler içeriyor.” Batı basınına konuşan Avrupalı diplomatlar da çok kızgın, barış planını haberlerden öğrenmişler ve taraf olarak onlara hiç danışılmaması kabul edilemezmiş. İsminin verilmemesi koşuluyla Batı basınına konuşan bazı Ukraynalı yetkililere göre, barış planı “kabul edilemez, abzürd ve Rus yanlısı.” Daha da ileri gidenler var, bazı Ukrayna yetkililerine göre, barış planı “Ukrayna’nın müttefiklerini bölmek ve şaşırtmak için hazırlanmış bir provokasyon.” Bu provokasyonun Ukrayna’nın en büyük silah ve para sağlayıcısından gelmesi hakkında bir şey söylenmiyor.

Barış Planı hakkında konuşan Avrupa Birliği’nin diplomasi şefi Kaja Kallas, barışı çok önemsediklerini ancak “bunun önkoşulunun süresiz ateşkes” olduğunu belirtti. Barış planının “bu savaşın gerçek saldırganını ve kurbanını açıkça gösterdiğini de” söyleyen Kallas, konuşmasında bu planın altında en büyük müttefiklerinin imzasının bulunduğunu unutmuş gibi görünüyordu. Savaşın ilk döneminde İstanbul’da yapılan görüşmeleri sabote eden ve savaşı büyüten İngiltere hükümeti de yaptığı açıklamada, barışa ihtiyaç olduğunu ancak “buna sadece Ukrayna halkının karar verebileceğini” belirtti. İngiliz hükümetinin Ukrayna halkı olarak adlandırdıkları, esas olarak kendi hedefleri doğrultusunda kullandıkları Ukraynalı işbirlikçiler. Bu işbirlikçilerin savaştan nasıl nemalandıkları, Ukraynalıların kan ve yıkımı üzerinden milyonlarca doları nasıl iç ettikleri bir süredir belgeleriyle ortaya serilmiş durumda.

Barış planı hakkında yapılan yorumlarda, planın Zelenskiy ve yakın çevresinin yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle yaşadığı büyük sıkıntıların ortasında gelmesine özellikle vurgu yapılıyor. Zelenskiy ve yakın çevresinin en zayıf olduğu dönemde gelen planın, en fazla Rusya’ya yaradığı sürekli tekrarlanıyor. Aslında tam bir akıl tutulmasından söz etmek mümkün çünkü Ukrayna’daki yolsuzlukla mücadele kurumları Ukrayna’nın en önemli müttefikleri ABD ve AB tarafından oluşturuldu. Tüm bu laf kalabalığıyla asıl gizlenen, barış planının sahada Rusya’nın önemli hamleler geliştirdiği bir dönemde gelmiş olmasıdır. Rusya’nın art arda hamleleri, bir süredir hemen herkesin Ukrayna için çok çetin bir kışın gelmekte olduğunu söylemesi asıl belirleyici unsurlardır. Barış planına göre, ABD Kırım Lugansk ve Donetsk’te Rusya kontrolünü kabul ediyor. Rusya’nın son bir kaç ayda ilerlemekte olduğu Herson ve Zaporijya’da temas çizgisi donduruluyor ve burası sınır bölgesi olarak kabul ediliyor. NATO’nun Ukrayna’ya birlik konuşlandırmaması kabul ediliyor ve buna karşılık ABD Ukrayna’ya güvenlik garantileri veriyor. Plan Ukrayna’nın NATO’ya katılmayacağını anayasasına eklemesini, NATO’nun da tüzüğüne Ukrayna’yı üye kabul etmeyeceğini eklemesini öngörüyor. Ukrayna ordusunun küçültülmesi ve bazı silahlardan arındırılması da planda yer alıyor.

Alman hükümeti tarafından yapılan bir açıklamada, Macron, Merz ve Starmer’ın Zelenskiy ile görüştüğü ve Zelenskiy’e “Ukrayna’nın kalıcı ve adil bir barışa giden yoluna sarsılmaz desteklerini” devam ettirdiklerini söyledikleri belirtildi. Avrupalı liderler, “uzun vadede Avrupa ve Ukrayna’nın hayati çıkarlarını koruma hedefini” sürdüreceklerini de belirtmişler. Bu görüşmeleri yapan Avrupalı liderler, “ABD’nin barış çabalarını da memnuniyetle karşıladıklarını” ifade etmişler. Anlaşıldığı kadarıyla, Avrupalı liderler Beyaz Saray’da karşısına ip gibi dizildikleri Trump’ın “Rusya’ya yarayan barış girişimine” karşı açıktan bir itiraz geliştirme iradesine de sahip değiller. Aylardır “kalıcı ve adil barışa giden yol” hakkında konuşuyorlar ve barış planı onların ifade ettiklerinin karşıtı unsurlar içeriyor ve saha gerçeklerine dayanıyor. Barış planının önemli bir unsuru dondurulmuş Rusya varlıklarının geleceğine ilişkin. Planın bu bölümüne göre, 100 milyar dolarlık dondurulmuş Rusya varlığı, Ukrayna’da ABD öncülüğündeki yeniden yapılanma ve yatırım çalışmalarına yatırılacak. ABD, bu girişimden elde edilen kârın yüzde 50’sini alacak. Avrupa, Ukrayna’nın yeniden inşası için mevcut toplam yatırımı artırmak amacıyla 100 milyar dolar daha ekleyecek. Dondurulmuş Avrupa varlıkları çözülecek. Kalan dondurulmuş Rus varlıkları, belirlenecek alanlarda ortak Amerikan-Rus projelerini hayata geçirecek ayrı bir Amerikan-Rus yatırım aracına yatırılacak.

Görüldüğü gibi, ABD emperyalizmi müttefiklerine bir kez daha pamuk eller cebe derken, Ukrayna’nın yeniden inşasındaki payını da güvence altına almaya çalışıyor. Reuters’e düşen yeni bir habere göre, ABD Ukrayna’ya barış planını kabul etmesi için baskı yapmaya başlamış ve istihbarat paylaşımı, silah akışının durdurulması kartlarını kullanıyormuş. ABD’nin Avrupalı emperyalist müttefiklerine çıkardığı fatura oldukça ağır. İtirazlarını ifade edecek iradeleri yok ama bu kadar ağır bir faturanın önemli sonuçları olacaktır. Zelenskiy ve yakın çevresi de en zor dönemini yaşıyor. Neredeyse hiç birini kabul etmediklerini sürekli tekrarladıkları unsurlardan oluşan bir metin önlerinde. Bu metne imza attıkları takdirde, bu ağır kayıpların neden yaşandığı, madem böyle bir yola girilebilirdi neden ülkenin yıkıma sürüklendiği sorularıyla karşı karşıya kalacaklar. Çok muhtemel ki, ordu ve bürokraside çok önemli konumlarda bulunan faşist müttefikleriyle ciddi bir çatışma yaşayacaklar. Banderacı faşistler bu planın hayata geçmesini engellemek için her tür provokasyonda bulunabilir. Ukrayna yönetiminde bu plan üzerinde bir mutabakat sağlandığı takdirde, Zelenskiy ve yakın çevresine yönelik saldırı ve suikastlerin gerçekleşmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Banderacı faşistlerin ordu ve devlet kurumlarında kontrol ettikleri noktalar önemlidir.

ABD tuzağına düşüp boylu boyunca bu savaşa dalan Avrupa yönetici seçkinleri de içine düştükleri acınası durum nedeniyle bu sürecin gelişmesini engellemeye yönelik hamleler geliştirebilir. Avrupa Birliği Merkez Bankası Başkanı Christina Lagarde, Avrupa Bankalar Birliği toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa’dan ABD hisse senetlerine yönelen akışın yarattığı bir “kısır döngü” nedeniyle yaşanan sıkıntıları gündeme getirdi. Avrupalı müttefiklerini sağmal ineğe dönüştürme yolunda önemli hamleler geliştiren ABD, Ukrayna savaşı sayesinde epeyce avantaj elde etti. Ucuz Rus enerji kaynaklarından pahalı ABD enerjisine dönen Avrupalı müttefikler sanayide önemli rekabet avantajlarından birini kaybederken, emekçi halk sınıfları yükselen enerji ve gıda fiyatlarıyla yüz yüze geldi. Bu koşulları sahte muhalif söylemlerine zemin olarak kullanan faşist hareketler Avrupa’nın her köşesinde yükselişte. Sosyal harcamaları kısıp, kaynakları askeri harcamalara yönlendiren hükümetler baskı altında. Barış planı hakkında açıklama yapan Macron, Stermer ve Merz derinleşen politik krizlerle karşı karşıya. Bu durum hareket alanlarına ciddi sınırlar çiziyor.

Son bir kaç günde oluşan bu karmaşık tablo, Nato cenahında çok ciddi çelişkilerin varlığına işaret etmektedir. Ukrayna zaferi için harekete geçirilen NATO kaynaklarının yetersizliğinin bu planla ilan edilmiş olmasının NATO’nun geleceği için önemli sonuçları olacaktır. NATO’nun vekili olarak savaşmanın ne tür sonuçlar yaratabileceği de Ukrayna örneğinde çarpıcı fotoğraflar sunmaktadır. Şimdi sorulacak esas soru yolsuzluk soruşturmalarının ve “ortaya çıkarılan” delillerin zamanlaması olmalıdır. Zelenskiy ve yakın çevresi bu vekalet savaşının kurbanı mı olacaktır? NATO’nun bir ülkeyi büyük bir yıkıma sürüklemesinin sonuçları, bir grup “hırsız ve soyguncunun” sırtına yüklenerek NATO aradan sıyrılacak mıdır? Ukrayna halkı yaşadığı büyük yıkımın neden ve sonuçları hakkında doğru sorular sorup, doğru yanıtların peşine düşecek midir? Ukrayna halkı için bu süreçten tek gerçek çıkış yolu bu sorgulamayı başlatmasıdır. Halen ne kadar insan kaybedildiği bir sırdır. Gizlenmektedir ancak bazı fotoğraf ve videolarda görülebilen savaş alanlarındaki Ukraynalıların yaş ortalaması bu konuda ciddi fikir vermektedir.

Ukrayna halkını ölüme gönderirken ülkeye akan kaynakları çalanların çalıp çırptıklarının bir kısmının bu süreçte “ortaya çıkarılması” kuvvetle muhtemeldir. Elde tutulan bu “bilgi ve belgeler” Ukrayna yönetimini bu anlaşmaya zorlamanın güçlü araçlarıdır. Sürecin akışını büyük ölçüde Avrupalı emperyalist yönetici seçkinlerin direnci belirleyecektir. Çok hassas bir sürece girildiği açıktır. Her tür provokasyona açık bu süreçte, İngiltere’nin provokatif kabiliyetleri büyük önem kazanmıştır. Son Ukraynalıya kadar savaş ve ölüm yaklaşımıyla, ABD’nin benim daha önemli işlerim var ve bunun için kaynak ve öncelik planlarımı gözden geçirmem gerekiyor yaklaşımı arasındaki çatışma sertleşecek mi? Bunun işaretleri hızla görülmeye başlayacaktır.

Paylaşın