Gündem

Tutsakların açlık grevi eylemi 83’ününcü gününde: Baskılar arttı

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talep eden siyasi tutsakların başlattığı açlık grevleri devam ederken ÖHD Genel Sekreteri Ebru Akkal, açlık grevine giren tutsaklara dönük baskıların arttırdığını dile getirdi

Hapishanelerdeki tutsakların İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talepleriyle başlattığı açlık grevi 83’üncü güne girdi.

İmralı’daki tecridin sonlandırılarak Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla 10 Ekim 2023 tarihinde dünya genelinde 74 merkezde yapılan eş zamanlı açıklamalarla “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası başlatıldı.

Dördüncü ayına giren kampanya kapsamında cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar da 27 Kasım’da açlık grevi eylemi başlattı.

Mutlak iletişimsizlik

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Sekreteri Avukat Ebru Akkal, imralı’daki tecrit politikası ve devam eden açlık grevi eylemlerini değerlendirdi.

Ebru Akkal, PKK Lideri Öcalan ile İmralı’da tutulan diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’a dönük tecridin son 36 aydır aile ve avukat görüşlerinin engellenmesi nedeniyle “mutlak iletişimsizlik” (incommunicado) halini aldığını belirtti.

Akkal, “Konuya dair ilgili kurumlara sunduğumuz taleplerde de dile getirdiğimiz üzere hangi gerekçe ile olursa olsun hem uluslararası mevzuatta hem de Türkiye’deki kabul edilmiş yasal mevzuat içerisinde bu türden bir uygulamanın, haber alamama halinin bir işkence olduğunu dile getiriyoruz” diyerek, hukuk örgütleri olarak ilgili kurumlara başvurular yapmaya devam edeceklerini kaydetti.

Ebru Akkal

‘Söz konusu İmralı olunca…’

Akkal, herhangi bir cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı ses çıkaran sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin Öcalan ve beraberindeki 3 arkadaşının üzerinde süren mutlak tecride karşı içerisinde bulundukları sessizliğe de tepki gösterdi. Akkal, “Söz konusu İmralı Hapishanesi olduğunda ne yazık ki gözleri kapalı, kulakları sağır oluyor. Bizim temel amacımız burada hukukun uygulanmasıdır. Avukatların dört senedir gitmediği bir yerden bahsediyoruz. Orada neler olduğuna dair hiç kimsenin bilgisi yok. İmralı’ya hükümetin ya da devletin izni olmadan gidebilecek tek kurumun CPT. Fakat CPT de yaklaşık 2,5 senedir oraya ziyaret gerçekleştirmedi. Gerçekleştirdiğini açıkladığı son ziyaretinde ne gördüğüne dair de bir bilgimiz yok. Bizim başvurumuz da aslında buna ilişkindi. Çünkü prosedürel olarak Türkiye’nin tavsiyelerine uymadığını gözeterek bu raporunu açıklayabilir. Bunu da yapmadı. Dolayısıyla hem uluslararası anlamda hem yerel mekanizmalar anlamında bütün olanakların kısıtlandığı bir durum yaşanıyor” diye belirtti.

Açlık grevi eylemcilerine disiplin soruşturması

Açlık grevinin sürdüğü cezaevlerine yaptıkları ziyaretlere ilişkin de bilgi veren Akkal, şunları söyledi: “Cezaevlerine ziyaretlerimiz devam ediyor. Açlık grevine girenlere yoğun bir şekilde disiplin soruşturmaları açılıyor, üyelikten dava dosyaları açılıyor ve yargılanmaları söz konusu oluyor. Bunun disiplin soruşturmasına konu edilemeyeceğine dair AİHM’de, AYM’de açık bir şekilde değerlendirilmiş. Açlık grevlerinin neden bir düşünce hürriyeti ya da neden bir ifade özgürlüğü olduğuna dair çok sayıda emsal kararı var. Çünkü cezaevindeki bir insanın kendini ifade edebilmesinin dışarıdaki bir kişi kadar çok fazla yol ve yöntemi söz konusu değil. İmkanlar daha kısıtlı ancak bir insanın hükümlü olması, tutuklu olması, cezaevinde olması onun temel insani haklardan bağımsız tutulacağı anlamına da gelmiyor. O yine kendi manevi varlığını koruyacak şekilde kendini ifade etme özgürlüğüne sahip. Biz de bunu bu şekilde ele alıyoruz.”

Kaynak: MA

Paylaşın