Tecavüz, bir canlının ruhuna faça atmaktır; sizin ruhunuza böyle bir faça attılar mı hiç Sevan Bey?
“Tecavüzcülerin çoğu büluğ çağının fırtınaları arasında yolunu kaybetmiş âşıklardır.” Sevan Nişanyan (Eylül 2016)
“Çükün görevi bulduğu her deliğe girmektir.”Sevan Nişanyan (Ocak 2019)
Siz hiç tecavüze uğradınız mı Sevan Bey? Bir ya da bir grup ‘çüklü’ vücudunuza çöküp, kurtulamamanız için beraberinde zevklerini de arttıran muhtelif şiddet eylemleri eşliğinde salyalı ağızlarında kusturucu nidalarla girdi mi bedeninize yalvarmalarınıza, gözyaşlarınıza ve çığlıklarınıza hiç aldırış etmeden?.. Sizi hiç parçaladılar, sonra da “Rızan vardı,” dediler mi?
Siz hiç Türkiye’de tecavüze uğradınız mı Sevan Bey? Zaten kadın olmanın başlı başına potansiyel orospu olmakla eşdeğer olduğu bir ülkede, tecavüze uğramanız sonucu orospuluğunuz tescillendi mi hiç?
Siz hiç on üç yaşındaki N.Ç. gibi ‘kendi rızanızla’ tecavüze uğradınız mı Sevan Bey? On üç yaşınızda ‘kendi rızanızla’ onlarca erkeğe bakire olduğunuz için rektumunuzu parçalattırıp, ‘kendi rızanızla’ sayısız ameliyat geçirip, milyonlarca insana ‘kendi rızasıyla o masum erkeklerin kendisini parçalamalarını istemiş’ fahişe ruhlu, mazoşist-isterik bir çocuk-kadın olarak lanse edildiniz mi?
Hiç cehennemi gördükten sonra görmemiş gibi yapmak zorunda kaldınız mı? Tecavüzün ömür boyu terapi görmeyi gerektiren bir travma olduğunu bizatihi yaşayarak deneyimlediniz mi? Bir insanı artık başka bir şeye dönüştüren bu travmanın acısı yüzünden ömrünüzü sonu gelmez kâbuslarla, sosyal fobilerle, ölümüne korkularla geçirmeye mahkûm edildiniz mi?
Siz hiç tecavüzcünüzden hamile kaldınız ya da onunla evlenmek zorunda bırakıldınız mı Sevan Bey? Tecavüze uğrayan kadını ailesinin namusunu kurtarmak için tecavüzcüsü ile evlenmeye, hamile kaldı ise onu doğurmaya ya da merdivenaltı kasapları tarafından kürtaj edilmeye zorlayan toplumun, o kadını aynı zamanda kalan ömrünün her günü yaşadığı vahşeti tekrar tekrar yaşamaya, her gün katili tarafından tekrar tekrar yasal tecavüze uğramaya mahkûm ettiğini bilemeyecek kadar cahil, biliyorsanız da umursamayacak kadar insanlıktan çıkmış biri misiniz?
Tecavüz kurbanlarının hatırı sayılır bir kısmının tabiri caizse ‘hastalıklı bir hayvan’ gibi itlaf edildiği bir ülkede siz hiç hem tecavüze uğrayıp hem de çok sevdiğiniz babanız ya da abiniz tarafından kafanıza bir kurşun sıkılarak öldürüldünüz mü?
Siz hiç tecavüze uğrayarak bu saydığım ve çok daha fazlası canavarlığa maruz kaldınız mı ki geviş getirircesine bir rahatlıkla uluorta, “Çükün görevi bulduğu her deliğe girmektir,” şeklinde bir cümle kurup tecavüzü legalize ederek bütün çüklüleri geniş geniş, hem de her canlıya tecavüz etmeye azmettiriyor; “Tecavüzcülerin çoğu büluğ çağının fırtınaları arasında yolunu kaybetmiş âşıklardır,” diyerek böylesi bir vahşetin genelini romantik bir eyleme indirgiyorsunuz.
Burası Türkiye Sayın Sevan Nişanyan ve siz bu ülkenin nasıl bir cehennem olduğunu en iyi bilenlerdensiniz. Entelektüel şehvetinizi tatmin etmek maksadıyla kurduğunuz her bu tarz cümlenin nerelerde nasıl karşılık bulacağını az çok hesaplayabilecek bir zekâya da sahipsiniz. Artık açılımını Tecavüz Cehennemi yapsak yeri olan T.C.’deki – elbette ki erkeğin mağdur edildiği istisnai örnekler saklı kalmak ve onlar için ayrıca çözüm arayışlarına girmek kaydıyla – yüzde doksanı vahşete eşdeğer olan ve adaletin hiçbir şekilde işletilmediği tecavüz gerçekliğinin üstünü cezaevindeyken karşılaştığınız birkaç mağdur tecavüz suçlusunun münferit durumlarından yola çıkarak, “Tecavüzcülerin çoğu” tabirini kullanmak suretiyle romantize etmeniz nasıl bir akıl tutulmasının ve vicdan çürümesinin ürünüdür Sayın Nişanyan? Siz hiç tecavüze uğradınız mı?
Tecavüz, bir canlının ruhuna faça atmaktır; sizin ruhunuza böyle bir faça attılar mı hiç Sevan Bey?
Şayet işkenceciye bile işkence yapılmasına karşı bir yaşam hakkı savunucusu olmasaydım, dilerim size de birkaç romantik tecavüzcü her deliğe sokma hakkına sahip oldukları çükleriyle hem de en ağır şiddet eylemleri eşliğinde o façayı atar, bakalım ondan sonra böyle konuşabilir misiniz derdim; fakat ben sizin gibi birinci sınıf bir entelektüel olmadığım için böyle zalimce bir şey söylemeyecek, hayat çarşınıza pazar versin demekle yetineceğim.
Rabia Mine
Kaynak: Fersude
