Ezilenlerin tarihinin her bir sayfasında bir direniş yatar. Köleliğe karşı çıkanlardan günümüze değin yaşayan her isyanın, ayaklanmanın içinde var olan kadınlar, mevcut direnişleri ve mücadeleleri mevcut direnişlerin hatıralarından silikleştirilseler de egemenlere karşı mücadelede önemli yer edindiler. Tarihin çoğu kez görülmeyen bir diğer tarafında da kendi hakları ve kurtuluşları için Sufrajetlerden, Gülnaz’lara, Sara’lardan, Aynur’lara günümüze ısrarla mücadele ettiler. Bugün bu mücadelenin ardılları olan dağların asil kadınları, YJA Star ve HPG Komuta Konsey üyesi Emine Erciyes ve beraberinde ölümsüzleşen Ekin Amara Toldar ve Zîn Zagros’un mücadelesi önünde saygı ile eğiliyoruz.
Nevşehir’de Türkmen ailenin bir ferdi olarak dünyaya gelen Emine Erciyes yoldaş, lise yıllarında Mahir Çayan’dan etkilenerek devrimci mücadelenin saflarında yer almıştır. Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak mücadelesine olan inancıyla Kemal Pir’in ayak izlerini takip ederek, Türk ve Kürt halklarının, işçi ve emekçilerin ve kadınların kurtuluşunun sömürüye, zulme, erkek egemenliğine karşı ancak birleşik mücadele ile zafere ulaşabileceği gerçeğinden hareket etmiştir. Kendi kaderini Kürt halkının kaderi ile birleştirerek ve sınırları da aşarak enternasyonalist bir devrimci olma pratiğini kendi hayatında, mücadelesinde örgütlemiştir. 24 yıl boyunca kesintisiz bir mücadele sürdüren Emine Erciyes, aynı zamanda çok yönlü ve yaratıcı yönlerini devrimci bir kişiliğe büründürmüştür.
YJA Star Komutanı Emine Erciyes verdiği kadın özgürlük mücadelesinde kadınların özgürlük talebinin devletin kurumsallaşmış şiddetiyle doğrudan ilişkisini teşhir etmiştir. Onun mücadelesinde şiddetin yalnızca erkek şiddeti olarak değil, aynı zamanda devletin yasaları, aygıtları ve savaş politikalarıyla yeniden üreterek erkek egemen devletin şiddeti, kadınlara yönelik sistematik bir yönetim aracı olarak kullanıldığının deşifresi vardır. Savaşın yalnızca devletler arası bir olgu değil, aynı zamanda kadın bedeni üzerinde kurulan bir tahakküm biçimi olduğu teşhiri vardır. Tecavüzün savaş aracı olarak kullanılması, zorla göç ettirmeler, şiddetin sıradanlaştırıldığının teşhiri vardır.
Kadınların iradesini yok sayan, bedenini savaşın aracı haline getiren, emeğini sömüren her sistem ancak kadınların örgütlü gücüyle yıkılacaktır. Kadınların özgürlük mücadelesi yalnızca yaşamlarımız için değil, halkların eşitliği, barışı ve demokratik geleceği için de vazgeçilmez gerçekliği vardır.
Emine Erciyes mücadelesinde sadece teşhirle yetinmemiştir. Tüm bu baskıları uygulayan egemenlere karşı militan, toplumsal bir direniş ve birleşik mücadele hattının örgütlenmesi zorunluluğu gerçekliğinden hareketle kadınların birleşik devrim hareketi çalışmalarında özveri ile yer almıştır.
Emine Erciyes’in bizlere bıraktığı mücadele mirası, kadınların sömürüye ve baskıya boyun eğmeyip barışın, özgürlüğün ve yeni bir yaşamın kurucu öznesi olma gerçekliğini bizlere göstermektedir. Emine yoldaşın mücadele mirası, Kürt kadın hareketinin ve Türkiye kadın hareketinin birleştiği noktada kadınların kendi öz örgütlenmeleriyle yeni bir toplumsal yaşam kurma iradesi ortaya koyacağını gösteriyor.
Emine Erciyes, Ekin ve Zin yoldaşlar; mücadele azmi ve ısrarıyla, özgürlük bilinci ve kararlılığıyla, yaşarken yoldaşlığı en güzel yaşatan, yarattıkları değer bütün kadınlara bir armağandır. Bütün gericiliklerin en temel nedeni olan erkek egemenlikle her zaman savaşmışlar ve erkek egemenlikle asla uzlaşmamışlardır. Şimdi bizlere düşen görev; onları sadece anmak değil, onların bize anlattıklarını iyi anlamak, onların siyasi kimliğini ve devrimci duruşlarını örnek almak ve o sorumluluk duygusuyla hareket etmek gerektiğidir. İşte o zaman zaferi daha da yaklaştırmış olacağız.
Emine Erciyes Ölümsüzdür!
Jin Jiyan Azadî!
KKB/KÖG
13.09.2025