Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın sağlanması için birçok kentte eş zamanlı olarak yapılan açıklamalarda, “Tüm makamları acilen AİHM kararlarına ve BM İşkenceye Karşı Komite’nin tavsiyelerine uymaya çağırıyoruz” diye belirtildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için verdiği “umut hakkı” kararının uygulanması için birçok kentte eş zamanlı olarak açıklama gerçekleştirildi.
İstanbul’da Demokratik Kurumlar Platformu bileşenleri öncülüğünde, Beyoğlu’ndaki Şişhane Meydanı’nda açıklama gerçekleştirildi. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, “Umut hakkı derhal uygulansın” pankartı taşınarak, sık sık “Bijî Serok Apo” sloganı atıldı.
Açıklamayı okuyan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Arzu Eylem Kayaoğlu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3’üncü maddesinde yer alan “işkence” yasağının ihlal edildiğini belirterek, “İşkence yasağına aykırı mevcut düzenlemeler uzun süredir Sayın Öcalan’ı, Sayın Kaytan’ı, Sayın Gurban ve Sayın Boltan’ı etkilediği gibi 14 Ağustos 2024 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Komite’nin ‘Türkiye’nin Beşinci Dönemsel Raporuna İlişkin Sonuç Gözlemleri’nde 4 binden fazla sayıda olduğu belirtilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerinin de eziyet çekmesine yol açan yapısal-sistematik bir sorundur. Kesinleşen ilk karar olan Öcalan/Türkiye (No.2) kararının üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen Türkiye tarafından söz konusu ihlalleri ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. 2021 ve 2024 yıllarında Türkiye’ deki sivil toplum örgütleri ve barolar tarafından kararın uygulanmamasına ilişkin Bakanlar Komitesi’ne Kural 9/2 bildirimleri sunulmuştur ve süreç takip edilmeye devam etmektedir” diye belirtti.
Eylül 2024’te Bakanlar Komitesi’nin “umut hakkı”na ilişkin Türkiye’de herhangi bir ilerleme olmadığını belirttiğini kaydeden Arzu Eylem Kayaoğlu, komitenin 2025 yılının Eylül ayında gerçekleştirilecek toplantıya kadar herhangi bir somut ilerleme kaydedilmemesi halinde sekretaryayı bir ara karar taslağı hazırlaması için görevlendirdiğini dile getirdi. Türkiye’nin komiteye sunduğu eylem planında mevzuat değişikliklerine yer verilmediğini anımsatan Arzu Eylem Kayaoğlu, Türkiye’nin evrensel hukuktan “uzaklaştığını” dile getirdi. Türkiye’nin, Avrupa Konseyi’ne üye olduğunu ve AİHM kararlarını uygulaması gerektiğini vurgulayan Arzu Eylem Kayaoğlu, “Sayın Öcalan’ın mevcut koşulları ne AİHM kararları ve umut hakkı ile uyumludur ne de Kürt meselesinin demokratik ve siyasal çözümüne odaklı yürüttüğü süreçle uyumludur. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, yalnızca bir bireyin hakkı olarak ele alınmamalı, aynı zamanda toplumsal barışın ve demokratik siyasetin önünün açılmasının zorunlu bir gereği olarak değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Demokratik toplumun eşit ve özgür bir yaşamı ifade ettiğini söyleyen Arzu Eylem Kayaoğlu, ekonomik, ekolojik, sosyal, kültürel, toplumsal krizlerin çıkış yolunun demokratik toplum olduğunu belirtti. Arzu Eylem Kayaoğlu, şöyle devam etti: “Yıllardır birçok alanda mücadele eden hak, hukuk örgütleri ve sivil toplum kurumları olarak, onurlu bir barışın inşası, demokratik toplumun yaşama geçmesi ve hukukun toplumsallaşması için binlerce mahpus başta olmak üzere tüm toplumsal kesimleri etkileyecek olan Umut hakkı bağlamında; Komite’yi Umut hakkı kararının uygulanmasını etkin bir şekilde izlemeye, TBMM Meclis Komisyonunu, TBMM çatısı altındaki tüm siyasi partileri, yargı mekanizmalarını ve Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm makamları acilen AİHM kararlarına ve BM İşkenceye Karşı Komite’nin tavsiyelerine uymaya çağırıyoruz, ayrıca demokratik değişim ve dönüşümün asıl öznesi ve dinamiği olan halkı, demokratik kamuoyunu ve tüm sivil toplum örgütlerini umut hakkının toplumsallaşması ve yaşama geçirilmesi için duyarlılık göstermeye ve sorumluluk almaya çağırıyoruz”
Ardından konuşan DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Arife Çınar, “26 yıldır yüksek güvenlik bir ada tek başına tecrit koşullarında yaşam sürdüren Öcalan gerçekliği var. Sayın Öcalan, Kürt sorunun çözülmesi konusunda adım atmaya çalışan bir kişi. 2014 yılında AİHM umut hakkı kararı aldı. Sayın Öcalan Türkiye’nin yarınını belirleyen bir önder buna rağmen AİHM kararı yok sayılıyor. Ailesi ve avukatları ile 26 yıl boyunca istikrarlı görüşmesi olmamıştır. Sayın Öcalan’ın en temel hakkı olan görüşmelerin önüne geçmişlerdir. Sayın Öcalan 27 Şubat’ta yaptığı çağrıyla artık sürecin başka noktaya verildiğini işarete etmiştir. Baş müzakereci Sayın Öcalan serbest bırakılmalı. Sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesini istiyorsak Sayın Öcalan derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
Son olarak konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu da, sürecin sağlıklı ilerlemesi için Abdullah Öcalan için “umut hakkı”nın uygulanıp serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. Kenanoğlu, şöyle devam etti: “Bu uluslararası hukukun da gereğidir. Bunun gereği Sayın Öcalan’ın çalışma koşullarının oluşturulması ve umut hakkının uygulanması gereğidir. Bunlar tartışma konusu değildir. Sürecin sağlıklı ilerlemesi için umut hakkının uygulanması gerekiyor.”
Açıklama sloganlarla son buldu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı