Umut Yazıları

Açlık Grevine Giren DKP/BÖG Tutsaklarından Mektup

DKP/BÖG dava tutsaklarından Mehmet Yozcu ve Efe Çatalbaş, Türkiye hapishanelerinde Leyla Güven’in öncülüğüyle başlayan oradan tüm dünyaya yayılan ve faşizme karşı direnişin meşalesi olan Açlık Grevi Direnişine destek olmak adına 1 Mart itibariyle katılmışlardı.

Direnişlerinin 36. gününde gazetemize gönderdikleri mektubu siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.

Mektubun tam metni;

Bütün yoldaşlara ve dostlara en içten devrimci selamlar;

Her şeyden önce bulunduğumuz mekânın hareketli günlerinde sizlere doğru bir adım atmanın, sizlerle beraber hissetmenin mutluluğu içerisindeyiz. Yoldaşlığın salt aynı mekânda olmak değil, düşünce duygu ve eylemde birleşmek olduğunu bilip bunu her daim içimizde yaşatma çabamızla hiçbir zaman sizlerden uzak hissetmedik. Bunun verdiği moral ve coşku, her daim mücadele içerisinde olma kararlılığını yakalamada ve bu mücadeleyi büyütme çabasında en büyük yardımcımız olmuştur. Bu duyguları bizimle paylaşan tüm ULAŞ’ın izindeki komünar yüreklere bu mücadeleyi ortaklaştırmayı, yoldaşlığımızı her daim güçlü tutmayı söylemeyi devrimci bir sorumluluk, bir boyun borcu olarak görüyoruz.

Coğrafyamızın mücadele tarihi baharın bir rüzgarına kendi öznelliğini kazıyan direnişlerle doludur, bu direnişler her açan çiçeğe tohum olmuştur. Demirci Kawa’dan Şeyh Bedrettin’lerden Mahir Çayan’lara, Mazlum Doğan’lara ve günümüzde Eylem Ataş’lara Ulaş Bayraktaroğlu’na uzanan mücadelenin engebeli, dolambaçlı yollarında, bahar zihinlerimizde hep direnişle özdeşleşile gelmiştir. Baharın kokusunu alan her yürek bu isyan çağrısına duyarsız kalmamıştır ve sömürüye zulme karşı filizlenmiştir.

Yine baharın kokusunu tüm yürekleri sardığı, yine isyan çağrısını her yürek de gür bir şekilde yankılandığı bir dönemdeyiz. Neoliberal sermayenin kıskacında krizlerle, savaşlarla boğuşan bir dünyada yaşıyoruz. Bu zulmün topraklarımızdaki kaynağı olan AKP-MHP faşizminin geldiği, nokta itibari ile, tahakkümünü yaşamın her alanında hissedebildiğimiz bir haldeyiz, bu tahakküm; Kürdistan’da savaş, İmralı’da tecrit, kadınlara yönelik tacizci politika ve söylemler, emekçilere karşı işsizlik ve sömürü, muhalif düşüncenin her türlüsüne karşı devlet şiddeti ve yargı sopası olarak karşımıza çıkıyor. Orduyu, yargıyı, medyayı ve bütün devlet aygıtlarını kendi tekeline almış ve kendini bir rejim olarak kurmuş bir halde yaşamlarımıza her yönden saldırmaya devam ediyor ve edecektir de. Bütün bunlar karşısında mevcut direnişi Emma Goldman’ın :’’ İktidar yaşamı hedef aldığında yaşamın kendisi iktidara karşı direniş olur ‘’ sözünün adeta vücut bulmuş hali ile Leyle Güven öncülük etti ve binler onu takip etti. Direniş, Zülküf Gezen’lerle sürdü. Bu direniş zindanlardan milyonlara ulaştı. Talepleri itibari ile de günümüz politik tıkanıklığını aşacak, içeride ve dışarıda tecridi kıracak, devrimci atılımların kapısını aralayacak potansiyelde olduğuna inancımız sonsuzdur. Bu yüzden AKP-MHP faşizmine karşı bir adım atmak isteyen her yüreği; Baharın coşkusuyla, isyan çığlıklarıyla beraber olmaya bu mücadeleyi, bu taleplere ses olmaya çağırıyoruz. İster 1 Mayıs’ta bir sokakta ister fabrikada ister üniversitede ister bir zindan da olsun, soluk alıp verdiğimiz her yerde karşımıza çıkan bu faşist zihniyeti hayatlarımızdan def etmek ellerimizde. Açlık grevi aynı zaman bu iktidara bedenlerimizle, bedenlerimiz üzerinden verilen bir cevaptır.

Bizde TDH iki tutsak olarak bulunduğumuz koşullar ve sahip olduğumuz güç çerçevesinde bu eyleme destek olabilmenin sevincini yaşıyoruz. Bu desteği devrimci dayanışmanın bir gereği, yıllardır zulme uğrayan, katliamlardan geçen bir halkın mücadele çığlıklarına duyarsız kalmamak olarak görüyoruz.
Ve bu doğrultuda sorumluluklarımızı yerine getireceğimizin sözünü veriyoruz. İçeride ve dışarıda herkesi tecridi yıkmak için bir olmaya çağırıyoruz!

Tüm bu duygularla bütün yoldaşlarımıza en içten sevgilerimizi gönderir ve her daim mücadelelerde buluşmayı dileriz. Zafere Kadar Hep Birlikte

Mehmet Yozcu / Efe Çatalbaş
Silivri Hapishanesi

Paylaşın