12 Eylül’ün ardından 19 yılını cezaevinde geçiren 78’liler Girişimi sözcüsü Can: Tetik hesaplaşılmadan, adalet yerine getirilmeden, işkencenin acısını yaşayan insanların adalet duygusuyla yaraları sarılmadan öldü, gitti.
12 Eylül 1980 askeri cuntası döneminde işkence merkezlerinden olan Mamak Askeri Cezaevi Komutanı Raci Tetik geçtiğimiz Cumartesi günü (27 Nisan 2019) 88 yaşında öldü.
Cenazesi Üsküdar’daki Şakirin Camisi’nde kılınarak Tuzla Şifa Mezarlığı’na defnedildi. Yapılacağı söylenen askeri tören ise yapılmadı. Fakat Tetik’in tabutu Türk bayrağına sarılı şekildeydi.
12 Eylül darbesinin ardından yoğun işkenceler gören bir isim de 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can’dı. 1981’de yakalandıktan sonra 19 yıl 5 ay cezaevi mahkumiyetinin altı yılını yerin üç metre altında tek kişilik bir hücrede geçirdi Can. Bir demecine göre ise Can’ın işkence gördüğü toplam süre altı ayın üzerinde.
O dönemi anlatan Can söze “Raci Tetik’in bir yanı 12 Eylül’dür” diyerek başlıyor.
Diyarbakır’da Oktay Esat Yıldıran, Ankara’da Raci Tetik
“O dönem bütün cezaevi müdürleri askerdi. Her cezaevinde orduya mensup askeri istihbarat şefleri olurdu ve istihbarat şeflerinin hepsi Kıbrıs kökenliydi.
“Kıbrıs’taki özel halk birimlerinde yetişmiş, muhalefeti ve muhalefet odaklarını bastırmaya göre şekillendirilmiş ve bu konuda her türlü yöntemi uygulamayı da reva gören bir kadronun parçalarıydı hepsi.
“Diyarbakır Cezaevi’nde işkenceci Oktay Esat Yıldıran varsa bunun Ankara’daki hali Raci Tetik’ti. Ankara’nın Oktay Esat Yıldıran’ıydı yani Raci Tetik.
“Tabii Diyarbakır’da daha uçta uygulamalar oldu. O dönemki cuntacı devlet ve cunta siyasetinin gereği olarak Kürt meselesinin terör yöntemiyle çözümü gündemde olduğundan devlet Diyarbakır’da daha vahşi bir uygulama güttü.
“Bu işkenceyi Ankara’da da Raci Tetik uyguladı ve eşine az rastlanır baskı yöntemleriyle bunu yaptı. Raci Tetik yaptıklarına inanan bir insandı. Yaptığı işi devletin verdiği bir görev olarak algılayan, bunu da hiç suç unsuru olarak görmeyen, vicdanen çok rahat gören bir insandı.
“Kanunlar önünde suç olan şeyi yapmamalsın”
“Halbuki devlet veya ordu sana bir görev veriyorsa, kanunlar önünde suç olan bir şeyi yapmamalısın. Hele ki bu, insanın insan olmaktan gelen haklarını ihlale dayanıyorsa hiç yapmamalısın. Yapmışsan veya kendini yapmak zorunda hissetmişsen yıllar yıllar sonra bir araştırma komisyonunun karşısına çıktığında ben görevimi yaptım yüzsüzlüğünü göstermemelisin.
“Hatta Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadeyi ben de dinlemiştim. Sırrı Süreyya Önder orada, karşısında ‘Sinmedik’ gibi bir laf etmişti. Tetkik de ‘Ya öyle mi? Sinemdiniz ha’ deyip, o dönemde ne kadar korkutucu davrandıklarını ve insanlık dışı muamele yaptıklarını itiraf etti aslında. Bunu da Meclis’te yaptı.
“Şiddette sınır tanımadığını bütün tutuklular anlatıyordu”
“Tetik, İlhan Erdost’un birinci dereceden ölümünden sorumlu kişidir. Erdal Eren, Nejdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu, Levon Ekmekçiyan gibi isimler Tetik’in müdür oldu dönemde cezaevine girdiler. Bunun bulunduğu dönemde idam edildiler. Çok ağır işkencelere maruz kaldıklarını, doğrudan doğruya şiddette sınır tanımadığını, oradaki bütün tutuklular, yaşayanlar anlatıyorlardı.
“Ölen insanın arkasından konuşulur mu? İnsanlığa kötülük etmişse konuşulur”
“Böylesine işkenceci, insanlık düşmanı bir insandı. Şimdi diyeceksiniz ki ölen insanın arkasından konuşulur mu? Konuşulur. İnsanlığa kötülük eden insanların arkasından konuşulur. Tetik kötü bir insandı.
“Adalet yerine getirilemeden öldü”
“Türkiye 12 Eylül’le yeterince hesaplaşamadı. Hiçbir işkenceciyle de hesaplaşamadı. Bir hesaplaşma girişimi yaşandı ama iki kişinin yargılanmasıyla sınırlı kaldı. Raci Tetik de bu hesaplaşma yaşanmadan, adalet yerine getirilmeden, işkencenin acısını yaşayan insanların adalet duygusuyla yaraları sarılmadan öldü, gitti.
Can 12 Eylül’le ilgili başlattıkları yargı sürecinin hala devam ettiğini, Tetik’in ölümünün ise benzeri insanlarla ilgili hesaplaşma sürecinin tamamlanamayacağı anlamına gelmediğini ifade ediyor:
“İşkencecilerle hesaplaşılamadığı sürece demokrasi gelmez”
“Türkiye Raci Tetiklerle, Oktay Yıldıranlarla, işkencecilerle, 12 Eylül darbecileriyle, topluma işkence yapan ve işkenceyle bir toplumu dizayn etmeye çalışan bütün insanlık dışı bu insanlarla hesaplaşmadığı sürece Türkiye’ye demokrasi gelmez. Demokratik hak ve özgürlükler gelişmez. Bizim insanlarımız acı çekmeye devam ederler.
“Bizi açı çektiren, topluma acı çektiren yüzleşilmesi, lanetlenmesi gereken bir insandır Raci Tetik. Kaldı ki bu devlet hala böyle bir insana askeri tören yapıyorsa işkencecileri sahipleniyor demektir. Bu işkencecilerle hesaplaşılmadığı, işkencenin hala devam ettiği anlamına gelir.
(bianet)