Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Çorlu’da yaşanan tren katliamına dair raporu tamamlandı. 416 gün sonra tamamlanan ‘8 Temmuz 2018 Tarihindeki 12703 Numaralı Trenin Deray Kazasına İlişkin Kaza İnceleme Raporu’ , 25 kişi hayatını kaybederken 340 kişi de yaralandığı tren katliamına dair incelemelerde bulunulduğu iddia edildi. Raporun ‘Amaç’ kısmında, “Bu kaza incelemesi adli veya idari soruşturma niteliğinde olmadığı gibi, amacı suçu ve suçluyu tespit etmek veya sorumluluk paylaştırmak değildir” ifadeleri kullanıldı.
Raporda katliamla ilgili , “Hat kesiminin aliyman olması, eğimin olmaması, platformun boşaldığı kısmın çok kısa mesafeli olması, yaklaşım güzergahında hat bozukluğu ile ilgili belirtilerin olmaması, sinyalizasyon ve elektrifikasyon sistemlerinde herhangi bir ikazın olmaması gibi nedenlerle çok kısa sürede meydana gelen kazada makinistlerin başkaca bir tedbir alamayacağı değerlendirilmiştir” denildi.
Menfeze dair de yaklaşık 145 yıllık olduğu belirtilerek , ‘Rumeli Demiryolu hattının İstanbul-Edirne kısmının 1873’de hizmete girdiği dikkate alınarak’, , söz konusu menfezin kazadan önceki son kontrolünün, ilkbahar kontrolü kapsamında Mayıs 2018’de yapıldığı, bu kontrolde menfezin mecrasının dolu olmadığı ve mecrada herhangi bir temizliğe ihtiyaç olmadığının tespit edildiği belirtilerek, “Yalnızca balast tutucu yapılması önerilmiştir. Kaza tarihinde balast tutucu henüz yapılmamıştır”dendi.
Raporda, menfezin çökmesine yol açan meteorolojik koşullar ve buna bağlı olarak yapılması gereken ve yapılmış denetimlerle ilgili şu ifadeler yer aldı: “105 Numaralı Genel Emir gereği Haziran 2018’de yapılan turne sonrası 29/06/2018 tarihli turne raporunda tüm Bölge Müdürlüğü mıntıkasını ilgilendiren uyarılar kısmında ‘MGM’den alınan bilgilerde önümüzdeki günlerde ve yaz dönemi içinde aşırı yağmur yağışlarının olabileceği bilgisi alınmıştır. Meydana gelen yağışlar lokal ve tropikal iklim yağışları gib yağış miktarı çok yüksek ve hortum şeklinde olup, yağış ve hortumun meydana geldiği yerlerde çok fazla hasar-zarara sebep olmaktadır. Bu nedenle özellikle meteorolojiden hava durumunun takip edilerek sicilli yarma ve dolgu şevlerinin akma ve heyelan tehlikesine karşın gözetim ve kontrol altında tutulması, kritik olan hava durumlarında nöbetçi bırakılması, gerekirse makinistler ve TSİ kumanda merkezleriyle iletişime geçilerek hava ve yol durumunun takip edilmesi doğal afetlerin kazaya sebep olmadan önlenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu gibi olağanüstü durumlarda gerekli görülen yerlerde yaya kontrollerin artırılması’ denilerek aşırı yağış konusunda ilgili birimler uyarılmıştır.
Facianın nedeni olarak gösterilen meteorolojik koşullar ile ilgili olarak ise “Saat 14:00-15:00 arasında meydana gelen yoğun yağışı ve altyapıya vermeye başladığı zararı görebilecek; hat üzerinde seyir eden bir tren veya çalışan personel bulunmadığından kazayı önlemeye yönelik ihbar veya uyarı olmamıştır” gerekçesinin sunulduğu raporda, ‘hattın kontrol ve gözetiminin modernleştirilmemiş olmasına’ atıf yapıldı. Böylece Devlet Demiryolları’nın (TCDD), facianın modern uyarı sistemlerine sahip olmamasından kaynaklandığı da itiraf edilmiş oldu.
Raporun öz konusu kısmında, şöyle dendi: “TCDD Hat Bakım El Kitabında ve 105 nolu genel emirde esasları belirtilen aşırı yağış sonrası yolda yapılacak işlemlerin lokal, beklenmedik, sicilli olmayan hat kesimlerdeki durumları karşılamaya yetmediği ortaya çıkmıştır. Yolu kontrol etmekle sorumlu personelin 40-50 km ötede meydana gelen yağışı konvansiyonel usullerle takibi yetersiz kalmaktadır. Demiryolu hatlarındaki köprü, menfez, yarma, tünel gibi sanat yapılarının modern algılama sistemleri ile takibi zaruret haline gelmektedir.”