Devrimci Komünarlar Partisi/ Birleşik Özgürlük Güçleri (DKP/BÖG) 15-16 Haziran İşçi direnişi için “Yeni 15-16 Haziran İşçi Ayaklanmaları Şafağındayız” başlıklı bir açıklama yayınladı.
Açıklamanın tam hali şöyle:
“Haziran ayı Türkiye tarihinde bugüne kadar görülmüş en büyük, en güçlü iki ayaklanmanın yaşandığı aydır. Yakın tarihimizde 2013 yılında yer bulan Haziran (Gezi) halk ayaklanması ve bundan 50 yıl önce bugün, 15-16 Haziran 1970’de gerçekleşen işçi ayaklanmasıdır.
15-16 Haziran İşçi Ayaklanması; dönemin iktidarı tarafından işçi sınıfının örgütlü militan mücadelesini tasfiye etmeye yönelik başlatılan saldırı dalgası karşısında iki sınıfın, burjuvazi ile proletaryanın keskin savaşının sahneye çıktığı tarihtir. Sadece iki gün sürmesine rağmen sokağa çıkan 100 bine yakın işçinin üretimden gelen gücü ve kararlılığı, sömürücü patron sınıfların uçaklarla, araçlarla İstanbul’dan kaçmalarına neden olmuştur. Sermaye ve onun devleti ayaklanmaya saldırmış, yapılan gözaltılara işçilerin cevabı karakolları kuşatarak, içeride ki işçileri çıkarmak olmuştur. Silahlarla işçilere saldıran polis ve asker karşısında işçilerin cevabı barikatları yıkmak olmuştur. Başka kentlere taşınamaması, işçilerin siyasal öncülüğünün ve karşı zorun yetersiz olmasına, sendikal işbirlikçilerinin eklenmesi, direnişin bastırılmasına yol açsa da, ayaklanmanın gücü meclise yasa getiren sermaye partilerine geri adım attırmıştır. 15-16 Haziran direnişinin bugüne taşıdığı en büyük mesaj, iktidarı ele geçirme hedefi taşıyan işçi sınıfının öncü partisi altında silahlı bir ayaklanmanın inşasıdır.
Bugün direnişin 50. yılında işçi sınıfı için kölelik en ilkel hali ile sürmektedir. Pandemi koşullarında işçilerin canı pahasına çalıştırılması, her türlü itiraza ve eyleme polis saldırısı, grev, sendika, siyasal örgütlenmelerin yasaklanması, onbinlerce işçinin iş cinayetlerinde yaşamını kaybetmesi, daha fazla kar için azgınca yürütülen sömürü ekonomisinin yarattığı açlık, işçi intiharları, yoksulların bedenini kent meydanlarında ateşe vermesi, iktidar tarafından teslim alınmış sendika bürokrasisi ve işbirlikçilik, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan işçi sınıfını kazanacağı bir dünya arayışına yöneltmektedir.
Dünyada ve ülkede sömürünün en vahşi saldırılarının sürdürülmesinde baskıdan başka yönetme becerisi kalmayan iktidarlar karşısında yeni ayaklanmaların şafağındayız. 15-16 Haziran İşçi Ayaklanmasının 50. yılında Emperyalist-Kapitalizmin çöküşü başlamıştır. Ülkemizde bu çöküşün taşıyıcısı AKP-MHP faşizmi sömürü ve sömürgecilik sisteminin yıkılmakta olduğunu görmekte ve bunu geciktirmeye hazırlanmaktadır. Kahverengi gömlekli faşizmin bekçilerinden, polis terörüne, cihatçı çetelerden, mafya-milis güçlerinin silahlandırılmasına, sokak eylemlerine saldırılarda tek hedef bulunmaktadır, iktidar gelmekte olan ayaklanmaların kaçınılmazlığını bilmekte, hazırlığını bastırma üzerine kurmaktadır.
Partimiz; Haziran ayaklanmaları vesilesi ile çökmekte olan kapitalizm karşısında tek seçenek olan sosyalizmin işçi sınıfının ve ezilen halkların birleşik silahlı mücadelesi yoluyla gerçekleşeceğini bir kez daha ifade eder. Tüm devrimci güçleri, ayaklanmalar şafağında olduğumuz bu tarihsel süreçte işçi sınıfı ve ezilen sınıflar içerisinde birleşik devrimci savaş hazırlığını büyütmeye çağırır.”