Gündem

Mersin’de bir aileye faşist saldırı ve tehdit

1 yıl öncehapisten çıkan Şehriban Çoban ve ailesi siyasi görüşü nedeniyle komşusu Murat K. tarafından faşist saldırıya maruz kalarak ölümle tehdit edildi. Şehriban’ın annesi Nafiye Çoban’ın da bir ay önce aynı kişi tarafından taşlı saldırıya uğradığı öğrenildi. Faşist saldırı faili ise alınan ifadesinin ardından serbest bırakıldı.  

Jinnews‘in haberine göre; Mersin’in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Hal Mahallesi’nde yaşayan Şehriban, Derya ve Eylem Çoban kardeşler, komşuları olan Murat K. tarafından dün akşam 17.30 sıralarında ırkçı saldırıya maruz kalarak ölümle tehdit edildi. Konya’da yaşananlar ve 7 aile üyesinin katledilmesi ile sonuçlanan olay hafızalardaki canlılığını korurken, Mersin’de de failin serbest bırakılması yargının ırkçı katliamlara nasıl zemin hazırladığını gözler ününe seriyor. 5 yıl boyunca cezaevinde tutuklu kalan ve 26 Haziran 2020’de Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nden tahliye edilen Şehriban Çoban, yaşadıkları ırkçı saldırıyı Jinnews’e anlattı.  

‘Benim askerim var’ diyerek Nafiye’ye saldırdı  

Saldırının ilk olmadığını ve yaklaşık bir yıldır bu tür saldırılarla karşı karşıya kaldıklarını kaydeden Şehriban, bir ay önce annesi Nafiye Çoban’ın da Murat K. tarafından taşlı saldırıya uğradığını söyledi. Murat K.’nin evlerinin arasındaki duvarı ve sepeti bahane ederek saldırdığını söyleyen Şehriban, “Anneme saldırmaya çalıştığında ‘Benim askerim var, polisim var, devletim var’ gibi sözler kullanmış. Annem saldırıdan sonra psikolojik olarak toparlanamadı. Şu an hasta. Geçici hafıza kaybı da yaşıyor. Olaydan sonra annemi bir süre evden uzaklaştırdım. Annem saldırıdan sonra toparlanamadı ve durumu iyi değil” şeklinde konuştu.  

Husumete dönüşmemesi için şikayetçi olmadılar  

Şehriban, annesine dönük saldırıda olayın iki aile arasındaki husumete neden olmaması için şikayetçi olmadıkları bilgisini de vererek, kendi aralarında konuşarak çözüme kavuşturmayı beklediklerini kaydetti.   

‘Bizi sürekli tahrik etmeye çalışıyordu’  

40 yıldır saldırgan ile komşu olduklarını ifade eden Şehriban, siyasi görüş farklılığından dolayı pek fazla iletişim kuramadıklarını belirtti. Şehriban, son saldırıda da duvarın bahane edildiğini ifade ederek, “Bizi sürekli tahrik etmeye çalışıyordu. Önceki gün de aynı şeyi yaptı ama ben müdahale etmek istemedim. Tekrarlayınca sorunun ne olduğunu öğrenmek için konuşmak istedim. Yanımda kardeşlerim Derya ve Eylem vardı. Ben konuşmaya çalıştıkça o saldırgan tavırlar sergilemeye başladı. ‘Benim seninle bir sorunum yok ve sana bir zararım yok. Karşında bir kadın var. Benimle düzgünce konuş, sorunun ne’ dedim. Aramızda olan duvarın üzerindeki sepeti evimize fırlatıyor, çöplerini evimize fırlatıyordu. Saldırmak için bahane arıyordu ve evde kimse yoktu. Bizim eve gelmemizi beklemiş. Beni dinlemeden saldırgan bir hal almaya başladı ve küfür ile hakaret etmeye başladı” sözleri ile yaşananları anlattı.   

Önce kürekle saldırdı sonra silaha yeltendi  

Saldırganın 2 metre uzunluğunda olan demir küreği üzerlerine fırlattığını dile getiren Şehriban, o sırada kardeşlerini içeri zor attığını belirtti. Aralarındaki duvar sayesinde küreğin kendilerine isabet etmediğini kaydeden Şehriban, “Hemen ardından silahına yeltendi ve evin içine giderek ‘Nerede benim silahım? Silahımı verin’ diyerek hakaret etmeye devam etti. Ben de o sırada polisi aradım. Keşke bir kamera olsaydı ve yaşananları kaydetseydi. Eşi onun üzerine kapıyı kapattı çünkü silah getireceğini biliyordu. Biz orada ruhsatlı silahı olduğunu öğrendik. Abisi de polis” sözlerine yer verdi.  

Karakolda serbest bırakıldı  

Saldırıda failin kendilerine “Pis teröristler sizi öldüreceğim, sizinle mi uğraşacağım, defolun gidin” dediğini aktaran Şehriban, “Biz polisi aradıktan sonra polis araçları geldi ve aralarında sivil araçlar da vardı. Ben polisi aradıktan sonra saldırgan benim kapımın önüne gelmişti. İçeri girmeye yeltenmiş. Kuzenim durdurmuş. Polisler ise buna rağmen resmen kucaklayıp karakola götürdü. O sırada polislerin gözü önünde de yine bana saldırmaya çalıştı. Elime vurmaya çalıştı. Ben Konya’daki katliamı hatırlattıkça o saldırgan tutumuna devam ediyordu. Herhangi bir işlemde bulunulmadan karakoldaki ifadesinin ardından serbest bırakıldı” dedi.   

Şikayeti geri çekmesi istendi   

Failin özelde son 6 ay içinde saldırgan tutumlarını artırdığının altını çizen Şehriban, “Karakoldan polisler ifademizi aldıktan sonra savcının kararı doğrultusunda hareket edeceklerini söyledi. Abisi de polis olduğu için bir ceza alacağını düşünmüyorum ama ben yine de yasal haklarımı kullanmak istedim. Haneye tecavüz etti, tehdit etti, saldırmaya çalıştı bunların hepsi ortadaydı. Silaha doğru koşuşunu görünce tedirgin oldum. Onun bir katliam yapmak istediği kanaatine vardım o an. Karakola can güvenliğimizin olmadığını söyledik. Bugün beni tehdit edenin yarın silahıyla evimi basmayacağı ne malum. Bunun garantisini kim verebilir? Tüm bunları belirtmemize rağmen ne bir tutuklama ne de gözaltı işlemi oldu. İfadesi alınıp serbest bırakıldı. Ailesini gönderip şikayetimi geri almamı istediler. İfademi çekmeyeceğim. Yarın silahıyla gelip beni taramayacağı ne malum” ifadelerini kullandı.  

‘Yaptığı şey tamamen ırkçılık’  

“Benim ona zararım yok onun niye bana zararı oluyor” diye soran Şehriban, şunları söyledi: “Yıllardır siyasal olarak yaşadığımız sıkıntılar var. Ne ben ne de ailem güvendeyiz. Sadece komşum değil yarın başka biri de karşıma çıkar. Konya’da katliam yapıldı. Kim hesap sordu, kim faillerini çıkardı ortaya? Ülkede erkeklere bu kadar hak tanındığı için kadınlar katlediliyor. Bundan cesaret alabiliyorlar. Bundan cesaret almaları tamamen ırkçılıktır, faşistliktir. Ben başka bir tanım bulamıyorum. İnsani değerlerini tamamen yitiren bir noktada. Cezaevinden çıkalı bir yıl oldu ve biz bir yıldır bunlarla sorun yaşıyoruz. Ülkenin gidişatı da bunu destekler pozisyonda. Suç işleyenler gerçekten adaletin karşısına çıkarılmış olsaydı bugün kimse buna cesaret edemezdi. Arkasındaki güce de inanıyor, güveniyor. Daha önce kendisi de bunu dile getirdi. Onun bizden üstün bir konumu yok.  Yaptığı şey tamamen ırkçılığa giren bir pozisyondu. Bizi polisi ve devletiyle tehdit ediyordu. Bir husumetten kaynaklanan bir olay olsaydı araya ‘terörist’ kelimesi girmezdi. Bu saldırıların önünün açılmasının sonucunda biz bunu yaşadık. Şuan kendimizi güvende hissetmiyoruz.”

Paylaşın