Açlık grevinin 119. gününde Ecevit Piroğlu’nun, Türkiye’ye iade duruşması bugün lokal saat ile 12:00’da Belgrad’da görülecek…
16 Eylül’de ertelenen duruşma sonrası Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere başta olmak üzere onlarca noktada eylemler gerçekleşti. Mahkemeyi izlemek üzere uluslararası bir delegasyon Belgrad’da bulunuyor.
14 ay önce Sırbistan’da gözaltına alınarak tutuklanan Ecevit Piroğlu’nun, Türkiye’ye iadesi için yürütülen temyiz mahkemesi 30 Eylül’e ertelenmişti. Ecevit Piroğlu Gezi’de barikatların ardında, Rojava’da IŞİD saldırıları karşında sosyalizm ve enternasyonalizmi birleştiren bir devrimci olarak mücadelesini Sırbistan hapishanesinde açlık grevi ile sürdürüyor.
Tam da bu yüzden AKP iktidarı hukuk dışı kirli pazarlıklarla Ecevit Piroğlu’nun iadesini sağlamaya çalışıyor. Sırbistan devleti de bütün uluslararası insan hakları sözleşmelerini hiçe sayarak Türkiye ile yaptığı pazarlıklar nedeniyle kendi hukukunu dahi çiğneyerek Ecevit Piroğlu’nu rehin tutmaya devam ediyor.
Sırbistan kendi yasalarında 12 ay tutukluluk içerisinde nihai karara bağlanmamış yargılama süreçlerini “özgürlüğün ihlali” ve “uzun tutukluluk” sayarak serbest bırakmayı hükmediyor. Bu nedenle 24 Haziran 2022 günü Piroğlu’nu serbest bırakması gerekirken ona özel hukuk uygulayan mahkeme, serbest bırakmak yerine adı “kamp” olan bir yere sevk ederek tek kişilik hücrede tutmaya devam ediyor.
17 Haziran 2022 tarihindeki temyiz mahkemesinden bir gün önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun program dışı ziyaretindeki kirli pazarlıklar nedeniyle Piroğlu’na adeta “esir” hukuku uygulanıyor. Tutsaklığının uluslararası insan hakları savunucularının gündeminden düşmesi beklentisi taşıyan Sırp ve Türk hükümetleri, süreci uzatarak hukuksuz biçimde Türkiye’ye gizlice iade etmeyi planlıyor.
Ecevit Piroğlu “uluslararası kirli pazarlıkları deşifre etmek ve dışarıda kendisi ile dayanışma gösteren demokrasi güçlerinin çabasına ses vermek üzere” 2 Haziran 2022 tarihinde süresiz açlık grevine başladığını duyurdu. Ezilen halkların ve proletaryanın esas düşmanı, burjuva devletlerin kendi hukuklarına dahi uymayışına karşı devrimci mücadelesini açlık greviyle sürdürüyor. Açlık grevinin 95. gününde bilinç kaybı nedeniyle hastaneye kaldırılan Ecevit Piroğlu, iki gün müşahade tutularak yeniden hücresine götürüldü.
16 Eylül 2022 günü görülen duruşma da ise avukatların itirazlarına ve uluslararası kurumların çağrısına yanıt vermeyen mahkeme “sağlık durumunun” tespiti kararı vererek başkaca hiçbir işlem yapmadan yaklaşık 10 dakikada kapattığı duruşmayı 30 Eylül’e erteledi.
Nisan ayında yerel mahkemenin alelacele verdiği iade kararına yapılan itirazlar nedeniyle dava temyiz mahkemesine taşınmıştı. 3 Haziran 2022 günü temyizde görülen ilk duruşmada mahkemenin görevlendirdiği tercüman krizi nedeniyle sonuçlanmayan duruşmada, “tercüman” Piroğlu’nun ifadelerini manipule ederek kayıtlara geçirmeye çalışmıştı. Piroğlu’nun anlatısında yer alan “Kürdistan” ifadesine karşı çıkan “tercüman” savunmayı tercüme etmek yerine “Kürdistan diye bir ülke yok” diyerek Piroğlu ile polemiğe girmiş, edilen itiraz karşısında avukatlara hakaret ve saldırı girişiminde bulunmuştu. Yaşanan skandal karşısında duruşma 17 Haziran’a ertelenmişti.
17 Haziran’dan bir gün önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Sırbistan’a ziyareti Sırbistan basınında da gündem olmuş, bir gazetecinin “davayı etkilemeye mi geldiniz?” sorusu iki bakan tarafından sessizlikle geçirilmişti. 17 Haziran’da görülen duruşmada yeni bir skandal daha yaşandı. Piroğlu’nun tutukluğunu gözden geçiren hakimin, aynı zamanda mahkeme heyeti içerisinde yer aldığı açığa çıkmış, avukatların heyetin bağımsızlığını yitirdiğini belirttiği duruşmada yapılan redd-i hakim talebi nedeniyle yargılama durmuştu. Heyet uzunca bir süre hem kendisi hakkında hemde Piroğlu hakkında sessizliğe bürünmüş, nihayet 1 Eylül’de yeni bir duruşma günü duyurarak 16 Eylül’e gün vermişti.
Bu defada mahkemeden 10 gün önce “Balkanlar turu” adı altında 7 Eylül’de bizzat Erdoğan, Belgrad’ı ziyaret etti. Çeşitli ekonomik anlaşmalar ve SİHA/İHA satışlarının konuşulduğu ziyarette, Piroğlu’nun durumu üzerine de pazarlıklar yürütüldüğü kulis bilgilerine yansıdı.
16 Eylül’de görülen duruşmada yaşananlar da bu bilgileri doğrular nitelikteydi. Zaten çeşitli kereler doktora götürülen ve son olarak iki gün bilinç kaybına bağlı hastanede yatırılan Piroğlu’nun sağlığı hakkında raporlar mevcut olmasına rağmen mahkeme yeniden “sağlık raporu” alınması kararıyla duruşmayı bir daha erteledi. Bu kararla , Sırp Devleti’nin Piroğlu’nun direnişini zamana yayarak “kırma” ve uluslararası kamuoyunun gündeminden düşürme yolunu seçtiğini gösteriyor.
Dünyanın gözü önünde “yasadışı” biçimde tutsaklığı sürdürülen Piroğlu adına oluşturulan uluslararası “Özgürlük İnisiyatifi” geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada; çeşitli duyumlar aldıklarını açıkladı. İnisiyatif; “Türkiye’nin son dönemlerinde muhaliflerine yönelik uluslarası kaçırma faaliyetlerine…” dikkat çekerek “Sırbistan’da bir klik ile Türkiye Devleti arasında illegal kaçırma pazarlıklarının yapıldığını” duyduklarını ve “Sırbistan’ın Piroğlu’na yönelik bu tür girişimler karşısında sorumlu olacağını” ifade ederek uluslararası toplumu sürece müdahil olmaya çağırdı. İnisiyatif; aynı zamanda Cevdet Ayaz örneğini de hatırlattı.
AİHM ve BM’nin Piroğlu hakkında Sırbistan’a, “iadeyi gerçekleştirmeme” kararı bulunuyor.
Ecevit Piroğlu’na Özgürlük İnisiyatifi; Piroğlu’nun 50 Kg’ya düştüğünü belirtti. İnisiyatif üyesi Bekir Yaman; “Bu dava sadece Piroğlu davası olmayı aşmıştır. Türkiye Hükümeti’nin muhaliflerine yönelik insanlık dışı suçlarına, kaçırma, işkence ve faşist uygulamalara karşı küresel mücadele kampanyasına dönüşmüştür. İadesi durumunda, Işid’e karşı verilen enternasyonalist mücadele de tarihsel ve pratik olarak mahkum edilmiş olacaktır. Tüm dünya halklarından birçok insanın katıldığı enternasyonalist Rojava direnişi ve Kürt halkıyla dayanışma mahkum edilecektir.” dedi. “Gezi direnişini unutamayan AKP iktidarı her fırsatta onun öncülerinden intikam almaya çalışıyor, Piroğlu davası aynı zamanda Gezi direnişiyle hesaplaşma davasıdır. Bu nedenle bu davaya taraf olmak özgürlük ve faşizm arasında taraf olmaktır” ifadelerini kullandı.
Umut Haber Merkezi
