Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında, 8 Haziran 2022’de gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişiden 16’sı 16 Haziran’da çıkarıldıkları Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklandı. Hakimlik, 6 kişi hakkında adli kontrol tedbiri kararı verirken, 16 gazetecinin ise “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanmasına karar verdi. Gizlilik kararı verilen dosya 9 ayını geride bırakırken, tutuklu gazetecilerin iddianamesi ise henüz hazırlanmadı.
Dosyadaki gizlilik kararı ve iddianamenin hazırlanmamasını değerlendiren gazetecilerin avukatı Resul Temur, “Gazetecilerin meslek faaliyetleri üzerinden gözaltına alındığını tüm kamuoyu biliyor. Bu süreçte 10 defa ‘tutuklu hali değerlendirmesi’ için hem Sulh hem de Asliye Ceza Mahkemesi’ne yapılan tüm itirazlar incelemeden ret edildi” dedi.
Dosyanın hukuki ve idari denetimden yoksun bir şekilde yürütülmesini eleştiren Temur, “10 ay geçmesine rağmen hazırlanmamış iddianame, hukuki bir sürecin olmadığını açık bir şekilde gösteriyor. Gazeteciler savcılık ve sorgu hakimliğinde ifade verdiklerinde olmayan gizli tanık, aradan geçen yaklaşık altı ay sonra savcılık tarafından oluşturulmuş ve bu şekilde dosyada olmayan bir gizli tanık yaratılmış.” dedi.
Temur, gizli tanığın mesai saatleri olmayan ve yılbaşı arifesi olan 31 Aralık 2022 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dinlendiğini ve üç sayfadan ibaret dosya özeti geçildiğini belirterek son olarak şunları aktardı;
“Gizli tanığın beyanları dosyanın sadece özetinin somutlaşması açısından imzaya kavuştuğu bir belge niteliğindedir. Bunun dışında da herhangi bir hukuki nitelik taşımamaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sipariş edilen gizli tanık beyanı alındıktan sonra söz konusu gizli tanık beyanıyla birlikte HDP’nin Hazine yardımı kesilmişti. Gazetecilerin dosyası sadece Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değil, aynı zamanda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen bir soruşturma olduğunu da ortaya çıkarmış oldu.” (MA)
