Gündem

Devrimci Parti Genel Başkanı’ndan, Polis Baskınlarına Yanıt: “Geliyoruz…”

Özel Haber – Devrimci Parti İstanbul İl Binası, dün gündüz saatlerinde, zırhlı araçlarla gelen kar maskeli özel harekat polisleri ve siyasi polis tarafından baskına uğradı. Parti binasına giren polisler, parti avukatlarının ve yöneticilerinin binaya girişine engel olurken,  parti bürosunda bulunan tüm malzemeleri yağmalayarak, parti evraklarını kullanılmaz hale getirdi. Polis, parti binasında bulunan Sadettin Köse isimli parti çalışanını gözaltına aldı. Polisin binadan ayrılırken parti bilgisayarlarında bulunan verilere ve bazı parti klasörlerine el koyduğu görüldü.

Geçtiğimiz hafta içerisinde de (1 Kasım Dünya Kobane Gününde) yine İstanbul’da Devrimci Parti yöneticilerinin ikamet ettiği üç eve, gece baskın yapan polisler, evleri kullanılmaz hale getiriken, duvarlara “TC” ve hakaret içerikli yazılar yazarak, bazı eşyaları kullanılmaz hale getirmiş, kimseyi gözaltına almadan evlerden ayrılmışlardı.

Yine son zamanlarda tüm sosyalistlere yönelik, saray faşizmi eliyle yürütülen gözaltı, baskın ve tutuklama terörünün hızla arttığı, bir döneme girildiği bilinmektedir. Yine bu dönem içerisinde Devrimci Parti üyelerinin çeşitli iddialarla gözaltına alındığı, taciz edilerek takibe uğradıkları, aynı zamanda sosyal medya üzerinden parti hesaplarına ve yöneticilerine yönelik itibarsızlaştırma ve tehdit maksatlı yayınlar yapıldığı görülmektedir.

Devrimci Parti, dün sosyal medya hesaplarından kamuoyunu bilgilendirdi, bugün ise İHD İstanbul Şubesinde bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Gazetemiz, Devrimci Parti Genel Başkanı Adnan Akın’ a partilerine yönelik saldırı furyasının nedenlerini sordu.

Devrimci Parti Genel Başkanı Adnan Akın;

“Çok uzun zamandır, gerek tüm sosyalistlere, HDP’ye ve bir parçası olarak partimize yönelik Saray tarafından hayata geçirilen büyük bir tasfiye operasyonu ile yüz yüzeyiz. Geçtiğimiz senelerde bir bütün olarak faşizmin kurumsallaşması ile başlayan bu operasyonların devlet arşivlerinde ki adı “Çöktürme Planıdır”. AKP eliyle sürdürülen yağma, sömürgeleştirme, sömürü siyasetinin ve diktatörlüğünün hayata geçirilmesinin bu ülkede tek engeli devrimciler, yurtseverler ve demokratlardır. Bu nedenle bizleri yok etmeden, ne yaparsa yapsın mutlak dikatörlüğünü kuramamaktadır. Bu klasik faşizm örneklerinin direnç noktasıdır. Partimiz sadece bugün değil, dün de iradesini açık olarak ortaya koydu. Diz çökmeyeceğiz. Biz bu ülkede siyaset yapma hakkını AKP’nin lütfu ile değil, yıllarca bedel ödeyerek kazandık. Askeri darbelerden, darağaçlarından, işkencelerden geçtik, yine de diz çökmeden zalimin, zülmün üstüne yürüdük. Dün baskında, parti duvarlarımızda asılı olan ölümsüzleşen devrimci önderlerin resimlerine saldırdılar. O resimlerdekiler, sadece duvarda asılı birer tablo değil, binlerce devrimcinin mücadele iradesidir. Ezilen halkların umutlarıdır. Unutmasınlar IŞİD’e karşı insanlık savaşında ölümsüzleşen Eylemler, Özgeler, Asiyeler, kadın düşmanı, tecavüzcü, çetelere karşı kadın mücadelesinde birer simgedir. Bedrettinler, Azizler, Ulaşlar Türkiye’de işçi sınıfının ve ezilenlerin mücadele yoludur. Onların mirasına sahip çıkmak başta partimiz olmak üzere, tüm sosyalist devrimciler için onurdur. Bizim mücadele tarhimizde ki önderlerimiz hiç bir şahsi çıkar gözetmeden hayatlarını insanlık mücadelesine armağan edenlerdir. Ya AKP’ nin, onların dostları kimlerdir. Onların dostları, Havalimanı işçilerini katleden, tutuklatan, açlığa mahkum eden Cengiz Holdingdir. Onların dostları ayakkabı kutularında kara para aklayan Rıza Sarraflardır, IŞİD petrollerini satan şirketlerdir. Tecavüzcü barbar cihatçı çetelerdir. Eski dostları darbeciler, yeni dostları faşist çetelerdir. Bilsinler bu uzlaşmaz bir mücadeledir. Onlar bir yana, biz bir yana. Partimiz her koşul ve şartta mücadelesinden bir adım gerilemeyecektir. Bunu onlarda çok iyi bildikleri için azgınca saldırıyorlar. Diz çöktüremediklerini, tasfiye etmek istiyorlar. Bizi yok etmeden iktidarlarını sağlamlaştıramıyorlar. Ve krizlerinin sonuçlarını görüyorlar. Bu saltanatları bir sona yaklaştı. Şimdiye kadar hep onlar geldi, gece evlerimize, gündüz partilerimize, sokakta eylemlerimize geldiler. Ancak bunca saldırılarına rağmen bir defa da biz gelirsek neler olacaklarını biliyorlar. İade-i ziyaretemizin sonuçlarını biliyorlar. Saraylarının, saltanatlarının, yağmalarının, talanlarının, işçi kanıyla doldurulan para kasalarının başlarına neler geleceğini görüyorlar. Hızla yayılan işçi direnişleri uykularını kaçırmaya yetiyor. Biz mağdur değil, devrimciyiz. Bütün anti faşist güçlere de çağrımızdır. Birlikte ayağa kalkarsak, kaçacaklar. Birleşik mücadele zamanıdır. Saraydaki de duysun geliyoruz.” dedi.

 

Paylaşın