9-16 Mayıs Ölümsüzler Haftası etkinlikleri kapsamında, Kanada”nın Toronto kentinde bir anma düzenlendi.
Avrupa Devrimci Demokratik Komün İnsiyatifi (ADDKİ)’nin düzenlediği anma etkinliğinde konuşma ve slayt gösterimi yapıldı.
Yapılan konuşmada Türkiye’nin içinden geçtiği kritik sürece değinildi ve DKP/BÖG’ün kurulduğu dönemin şartları hatırlatılarak şunlar söylendi;
“Bugün bizler burada Rojava devrim sürecinde yitirdiğimiz yoldaşlarımızı anmak için toplanırken Türkiye proletaryası ve ezilen halkları gerici faşist AKP-MHP iktidarından kurtulabilmek için bir seçim mücadelesi veriyorlar. Bu önemli bir çakışmadır, çünkü Rojava’da Kürt halkının ve onunla siper yoldaşlığı yapan savaşçılarımızın düşmanı olan İŞİD, aynı zamanda AKP sömürgeciliğinin de bir aracıydı. Bu o kadar açıktı ki, gerici İŞİD canileri Kobane üzerine bütün vahşetleriyle saldırırken AKP/RTE iktidarı Kobane için “düştü düşecek” diye umutlu bir sevinçle bekliyordu. Ama öyle olmadı! Kürt halkı ve savaşçılarının kararlı direnişine Türkiye devrimci hareketinin savaşçıları da katıldı. Düşman ağır yenilgilere uğratılarak püskürtüldü ve Rojava toprakları özgürleştirildi. DKP/BÖG bu savaş içinde kuruldu.”
“Gerici faşist AKP iktidarı hem Kobane ve Rojava’daki başarısızlığının hem de Türkiyeli sosyalist hareketteki bu yeni devrimci yapılanmadan dolayı çok korktu ve çok öfkelendi.” denilen konuşmada devamla;
“Sadece Kürt halkına ve onun özgürlük mücadelesine değil aynı zamanda Türkiyeli devrimci harekete de en azgın bir şekilde ordusuyla, polisiyle, çeteleriyle saldırdı, hala da saldırıyor.
Bu gerici ve sömürgeci saldırılara karşı Türkiyeli ve Kürdistanlı savaşçıların yan yana siperlerde ölümsüzleşmesi Türkiye ve Kürdistan halklarının kardeşliğini, Türkiye ve Kürdistan devrimcilerinin kan kardeşliğiyle pekiştirdi.
Bu pekişme kendini önce HBDH’ın, Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin kuruluşu ve mücadelesiyle somutladı. HBDH, Kürdistan gerillasıyla Türkiyeli devrimci militanların sömürgeci oligarşiye karşı mücadelesini Birleşik Devrim Stratejisi etrafında toparlayan bir örgütlenme olarak öne çıktı.
Ve bugün ülkedeki seçim platformunda bu birleşik mücadele kendini Emek ve Özgürlük İttifakı üzerinden ve burjuvazinin Cumhur ve Millet İttifaklarına karşı bir Üçüncü Yol çizgisi olarak öne çıkarıyor. Yani gerici faşist sömürgeciliğe karşı Rojava’da çatılan halkların birleşik mücadelesi bugün Türkiye’deki seçim platformlarında gene aynı düşmana karşı sürdürülüyor. Hedef bir yandan Saray diktatörlüğünü alaşağı ederken proletaryanın, emekçi halkların, Alevilerin, kadınların, kısaca tüm ezilenlerin mücadelesin daha gelişkin ve daha ileri düzeyde örgütlemektir.” denildi.
EÖİ bir seçim örgütlenmesi olmadığı belirtilen konuşmada;
“Ülkeyi ve halklarımızı devrimci halk demokrasisine taşımak için kararlı bir mücadelenin örgütlenmesi olmalıdır, çünkü görüyoruz ki ülke bir taraftan yüz milyarlarca dolar borç altındadır. Öylesine yağmalanmıştır ki Merkez Bankası’nın hesabında bir kuruş bile yoktur, üstelik kasasında 55 milyar dolar açık vardır. Asgari ücret alcık sınırının altındadır ve toplumun %60 açlık sınırı altında yaşamaktadır. Bütün bu sonuçlardan AKP/RTE gerici faşist iktidarının rantçı, talancı soygun düzeni sorumludur. ” vurgusu yapıldı.
Konuşmanın devamında emperyalizmin uluslarası savaş çığırtkanlığına değinilerek;
“Ama bir diğer yandan uluslararası emperyalizm ve onun örgütü olan Nato, bölgede sürekli savaş arayışları içindedir. Bütün amaçları Asya topraklarını sömürgeci bir egemenlik altına almaktır. Irak işgaliyle başlayan süreci şimdi yeniden gündeme getirmektir. Bunun için önce Rusya’yı kuşatıp çökertmeye yöneldiler. Ardından, şimdi İran’ı kuşatmayı düşünüyorlar. Siyonist İsrail her gün Suriye ve Lübnan topraklarına saldırıyor, her gün Filistin halkına kan kusturmaya çalışıyor.
Yani Türkiye ve Kürdistan’ın merkezinde olduğu Ortadoğu coğrafyası emperyalist sömürgecilik tarafından bir cehenneme çevrilmek isteniyor. Bu nedenle AKP-MHP faşizminden kurtularak biraz rahat nefes alacağımızı sanmak; bununla cennete çıkmasak da cehennemin kapılarını kapatacağımızı düşünmek yanıltıcıdır.” denildi.
Yapılan konuşma şu sözlerle sonlandırıldı;
“Uluslararası emperyalist burjuvazi ve Türkiyeli sömürgeci faşist oligarşi proletarya ve emekçi halklara sadece cehennem vaat etmektedir. Cennet, halklarımızın birleşik mücadelesiyle bu sömürgeci faşist iktidarları yıkarak devrimci halk iktidarlarını kurmakla mümkündür. Bu nedenle HBDH, bir taraftan taktik planda işçi sınıfı ve ezilen halklar adına parlamentoda güçlü bir yer tutmaya çalışırken diğer taratan stratejik planda “Tek yol Birleşik Devrim” sloganını öne sürmektedir. Bu stratejik yönelme DKP/BÖG’ün ölümsüzlerinin bize bıraktığı miras, bizlere verdikleri görevdir aynı zamanda.
Emperyalist Faşizmi yıkacağız!
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!”.
Konuşmanın ardından Ölümsüzler Haftası’na ilişkin DKP/BÖG MK’sının yaptığı yazılı açıklama okundu.


