Faşist rejim ekonomik ve siyasi olarak büyük bir krizle karşı karşıyadır. Doların tırmanışı, temel tüketim maddelerindeki fiyat artışı, işsizlik ve enerji krizi Erdoğan rejimini birçok açıdan zor bir durumda bırakmış bulunuyor. Sömürü düzenini devam ettirebilmek için her geçen gün baskıcı ve otoriter yönünü daha da artıran rejim bu krizden çıkış [Devamını Oku…]
YAZARLAR
Mülteci Kadın+ Hikayeleri: Savur saçlarını ahenkle – Şen Süer
Farklı ülkelerden, dillerden ve dinlerden sayısız mülteciyle tanıştım, kimi ciddi izler, anılar bıraktı bende. İçlerinde sadece birkaçının bıraktığı iz çok derin oldu. Burada tanrının değerli hediyesi anlamında ona verdiğim adla Theo da bu birkaç kişiden biri, hatta daha ötesi: iş dışında buluşup birlikte bira içtiğim, evime davet ettiğim, profesyonel ilişkiden [Devamını Oku…]
Devrimin 104. yılında kızıl bayrak dalgalanmaya devam ediyor – Cenk Ağcabay
Ezilen ve sömürülenlerin en uzun süreli iktidar deneyimi 104 yıl önce Bolşevik bayrağın kılavuzluğunda ayağa kalkan Rusya emekçilerinin devrimci eylemiyle yaratıldı. 7 Kasım 1917 günü 6 Kasım’da başlatılan devrimci operasyonlar başarıyla sonuçlanmış, geçici hükümet devrilmiş ve siyasi iktidar Rusya emekçileri tarafından fethedilmişti. Kısa süreli Paris Komününün eksiklik ve hatalarından çok [Devamını Oku…]
Mülteci Kadın+ Hikayeleri: Kalmak gitmekten daha zordur bazen – Şen Süer
Her insan hikâyesi benzersizdir, kadınların hikâyeleriyse hem genel hem biricik olmaları hasebiyle eşsizdir; bu hikâyeleri paylaşmak hepimizi hem zenginleştirir hem de güçlendirir. Ezcümle, özel olan politiktir. Sosyal pedagog olarak mültecilerle çalıştığım yedi yıl zarfında, özellikle “özel koruma” statüsündeki bekâr anneler ve LGBTİ+’larla -aynı torbanın içine tıkmamaya, kimliksizleştirmemeye özen göstererek kolay [Devamını Oku…]
Dizilerin ailesi ailenin sınıfı ve feminizm – Hülya Osmanağaoğlu
Televizyon denilen makinenin karşısına oturmanın işaret ettiği bir sınıfsallık hep söz konusu oldu. 1970’lerde evde siyah beyaz televizyon olması bir sınıfsal ayrıcalığa işaret ederken, 1980’lerde müzik setleri ve videolar (ve tabii ki renkli televizyonlar) bu ayrıcalığın yeni simgesiydi. 1960’larda ve 70’lerde sinemaya gidebilmek fark yaratırken, 1980’lere gelindiğinde “videoda film seyretmek” [Devamını Oku…]