Yıllardır unutulamayan anılar vardır. Bu anılara sahip kadınlar ve bu anılara sahip kılan kadınlar. Cesaretimizin her biri, emsali bulunmayan öncülleri. Birbirimize olan sevgimizin ve bağlılığımızın temel taşları…
İnsan nereden başlayacağını bilemiyor ya da nasıl başlayacağını.
Ama bugün 25 Kasım. Kadına şiddete karşı özsavunmasını cephe cephe,sokak sokak, ev ev örgütlemiş kadınları anlatmak boynumuzun borcudur.
Eylem, Özge, Asiye, Heval ve daha niceleri. Kimisini lise sıralarında cinsiyetçi eğitime karşı ilk başkaldırısını gerçekleştirirken tanıdık, kimisini sokakta kadın cinayetlerine karşı eylemde polis şiddetine direnirken.
Eylem, çukurovanın yörük kadını… Kadınların yaşamında bir ömürlük his ve 101 günlük sabırsız, yorgunluk bilmez direniş. Kendi olarak, kadın olarak Eylem. Sokaklarda, sıralarda, varoş, dar mahallelerde Eylem… Kadın devriminin Cemresi… Yaşamı boyunca geride durmayı kabul etmedi. Hep daha ileriyi ve tüm yerküreyi istedi. Kadınların kadın olarak eşit ve özgür yaşayacağı bir yerküreyi… Alınteri her sokağın kaldırımlarında kadınların özgürlük mücadelesinin emek gücü oldu.
Heval, erkek-devlet şiddetinin bombardımanlarında son nefesine kadar kadının kadın olma bilinciyle üzerine yürüdü haksızlıkların. “Arkadaşlar iyidir, dostluk güzeldir”dedi Heval. Arkadaşlarının, yoldaşlarının aklında hep fedakarlığıyla kaldı. Fedakarlığını bir kez daha bedenini kadınların özgürlüğü için feda ederek zihnimize işledi. Ölümsüzlüğü geride kalan kadınların özsavunma bilinci oldu.
Özge, Çukurova’nın sokaklarında erkek egemenliğe meydan okuyan ruhuyla, diz çekmeyen bedeniyle yürüdü her gün ve yılmadan. Kimin ne derdi varsa dermanı oldu. En büyük anlatısı olan savaşta kadının yaşadıkları üzerine çokça tartışma yürütür, yazı yazar, dilinden hiç düşürmezdi. Savaşa karşı savaşçı kadın olma bilincini yaşamı boyunca taşıdı. Sırada beklemeyi hiçbir zaman sevmeyerek hep öne atılan oldu. Hep hissettik, hep hissettirdi yaşamak ancak onurlu yaşamakla mümkündü. Kadınlar şiddete karşı sessiz kalamazdı. Kadınların hergün IŞİD çeteleri tarafından sistematik şiddete, tacize-tecavüze uğradığı Kobane yalnız kalamazdı. Özge, herkesten önce herkes için yaşamını Kadın Özgürlük Gücüne adayan küçük ve en güçlü savaşçı oldu. Onu anlatanlar gücüyle, duruşuyla anlatacaklar. Ve onu tanıyan kadınlar asla yalnız olmadıklarını bilerek yaşayacaklar.
Asiye , lise sıralarından, kampüslere özgürlüğün bayrağını hep taşıdı elinde. O da soluğunu Kobane topraklarında aldı. “Düştü düşecek” denilen Kobane’de özgürlük güçlerinin dünyayı yerinden sarsacak ideolojisinin ve pratiğinin kadın neferi oldu. Kadın özgürlüğünün kadınların elinde olduğunu bilerek kadın kurtuluş ideolojisini yaşamıyla gösterdi.
Heval, Eylem, Özge, Asiye her biri kadınların yaşamında derin izler bırakan izleriyle bizi kavgada diri ve öfkeli tutan kızkardeşlerimiz. İlk Cemre toprağa düştüğü günden bu güne erkek-devlet şiddetini yok edecek program için kadınlar canla başla savaşıyor. Emek, beden, kimlik bilinciyle canlarını canlarımıza katan kızkardeşlerimiz kadınların devrim inancında ve kadın bilincinde varoluyor.
Onlarsız tek bir gün yaşamadık, yaşamayacağız. 25 Kasım Kadına şiddetle mücadele gününde onlarcasının yanında Hevalimizi, Eylemimizi, Özgemizi, Asiyemizi ve tüm kızkardeşlerimizi özlemle anıyoruz. Savaşımız sürüyor.
Erkek-devlet şiddetine karşı her yerdeyiz!