Cenk Ağcabay, Slider, Umut Yazıları

Tarihsel gerçek nasıl iğdiş edilir: Kanada örneği – Cenk Ağcabay

Kitle katliamcısı bir Nazi işbirlikçisi Ukraynalının Kanada parlamentosunda ayakta alkışlanması doğal olarak dünyada çok çeşitli tepkilere neden oldu. Kanada parlamento sözcüsü tüm dünyadaki Yahudilerden özür diledi ve bu olayın yaşanmasındaki sorumluluğunu kabul etti. Ona göre, o böyle bir hata yapmıştı çünkü o faşist katili parlamentoya davet ederken yeterli bilgiye sahip değildi. O faşistin Ukrayna’nın bağımsızlığı için Ruslara karşı savaşan bir vatansever olduğunu biliyordu.

Yani şöyle; 2. Emperyalist savaşında Naziler Ukrayna’yı işgal etmemiş, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı ve korkunç katliamları gerçekleştirmemişti. Ukrayna’yı Ruslar işgal etmişti, Ukrayna vatanseverleri de ülkeleri için Ruslara karşı savaşmıştı. Öykünün bu versiyonu Nazi işbirlikçisi Ukraynalı faşistler ve Batılı emperyalistler tarafından üretildi. Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından tüm Doğu Avrupa’da ABD, AB parası ve desteğiyle bu versiyon tedavüle girdi. Okullardaki standart tarih kitapları bu yeni anlatı doğrultusunda yeniden yazıldı.

Meselenin asıl yönü “Ruslara karşı savaşmaktı.” Ruslara karşı savaş kutsaldı. Böyle olduğu için, 2. Emperyalist Paylaşım Savaşında Nazi ordusuyla beraber kitle katliamları düzenleyen faşist kadrolar cezalandırılmadı, bunların 30 bini Kanada’ya İngiliz Gizli Servisi tarafından yerleştirildi. Vatansever Ukraynalılar olarak koruma altına alındı. Kimisi üniversitede “saygın” tarihçi oldu. Tam bu nedenle, bir Kanadalı yazarın son gelişmeler üzerine yazdığı gibi, “Bazı milliyetçi Ukraynalı-Kanadalılar 14. Waffen Tümenini Rus kuvvetlerine karşı savaştıkları için kahraman olarak görüyordu. Oakville ve Edmonton’da Ukraynalı SS birliklerini onurlandıran anıtlar dikilmişti. Bugün Kanada’da SS Galiçya tümenini onurlandıran, aralarında Ukraynalı Holokost –Yahudi soykırımı-  faili Roman Shukhevych’in Edmonton’daki bronz büstünün de bulunduğu çok sayıda heykel bulunmaktadır. Geçen yıl birileri Shukhevych heykeline “GERÇEK NAZİ” yazarak tahrip ettiğinde, Kanada medyası Shukhevych’i bir Nazi savaş suçlusu olarak kınamayı reddetti. Haberlerde ağırlıklı olarak vandalizm eyleminin kendisine odaklanılırken, CTV ve CBC gibi büyük haber kuruluşları Shukhevych’i kınama konusunda ikircikli davrandı; makaleler Shukhevych’in tarihte “tartışmalı” bir rol oynadığını ve bazıları tarafından Ukraynalı bir askeri lider olarak kutlandığını belirtti.”

Kanada’daki ve başka ülkelerdeki çeşitli Yahudi kuruluşları yıllardır bu katillerin anıtlarının kaldırılması için kampanyalar düzenliyor ancak Kanada hükümeti bu konuda herhangi bir adım atmıyor. Mesele sadece bu kadar da değil. Biraz geriye gidelim. İsrailli bir grup insan hakları savunucusu 2018 yılında, Yüksek Mahkeme’ye İsrail’in Ukrayna’ya yaptığı silah satışlarının durdurulması talebiyle başvurdu. Grup bu talebine gerekçe olarak, Ukrayna’ya satılan silahların bir bölümünün son adresinin Ukrayna Ordusuna entegre edilmiş Neo-Nazi gruplar olduğunu ifade etmişti. İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi yazarı John Brown konuyu ele alan yazısında, Ukrayna’da etkin bir silahlı güç olarak varlık kazanan Azov Taburunun açık Neo-Nazi ideolojiyi benimsediğini, anti-semitik bir söyleme dayandığını ve grubun önde gelen üyelerinden birinin bir söyleşide, “Rusya’yla savaşmayı Putin Yahudi olduğu için istediklerini” söylediğini aktarmıştı.

Azov’un liderliğindeki grupların Ukrayna’da Yahudilere yönelik çeşitli saldırılarını da örnekleyen Brown, Mayıs 2018’de Odesa’da faşistler tarafından düzenlenen bir gösteride “Odesa Ukraynalılarındır, Yahudilerin Değildir!” sloganlarının atıldığını belirtmişti. O günkü Ukrayna İçişleri Bakanı’nın önde gelen bir Azov mensubu olduğunu vurgulayan Brown, onun Kiev’e emniyet müdürü olarak yine önde gelen bir Azov mensubunu atadığı bilgisini de paylaşmıştı. Brown yazısında tüm bunlara rağmen İsrail’in Ukrayna ve Azov’a sunduğu askeri ve mali desteği sorgulamıştı.

Azov’a askeri ve mali destek sunan kuşkusuz sadece İsrail değildi. ABD, AB ve Kanada yıllardır bu örgüte ciddi destek sunuyordu. Ukraynalı faşistlerin Batı’dan aldıkları desteğin önemli tarihsel kaynakları vardı ve fakat aynı zamanda faşistler çeşitli işlerde kullanılmaya en uygun gruptu. Ukraynalı faşistlerin Kanada’daki var oluşlarına bir de bu açıdan bakmak yararlıdır. Soğuk Savaş’ta NATO unsurları olarak istihdam edilmeleri meselenin bir yönünü oluştururken bir başka yöne de bakmak gerekli.

Kanada’da Toronto’da yayınlanan Windsor Star gazetesinin 15 Kasım 1993 tarihli manşeti, gazetenin eriştiği bazı eski gizli istihbarat belgelerinde INCO LTD adlı madencilik şirketinin 1950’ler ve 1960’larda işçileri ve sendikaları sindirmek için eski Nazileri kiraladığının görüldüğünü bildiriyordu. 1961’de Kuzey Ontario’da sendika binasına düzenlenen saldırının “eski Nazi fırtına birlikleri mensupları” ve “Macaristan’ın özgürlük savaşçıları” tarafından gerçekleştirildiği haberde bu istihbarat belgelerine dayanılarak gösterilmişti. Yani faşistler her yerde her zaman aynı işlevlere sahipti. Emekçi halka düşmanlık ve kapitalistlere üç kuruşa hizmetkarlık. Haberde vurgulanan bir unsur faşist hareketin önemli karakteristiklerinden birine işaret ediyordu: “Kuzey Ontario’da gerçekleşen olaylar Kanada emek tarihindeki en çalkantılı ve şiddetli epizotlardan biriydi.”

Emekçi halkın hak arama mücadelelerine düşmanlık ve mücadele yürüten emekçilere devlet güçleriyle birlikte saldırmak faşist hareketlerin en tipik özelliklerindendi ve Kanada’da da işler böyle yürümüştü. Emekçi halka düşmanlık faşistlerle liberalleri buluşturan sınıfsal temeldi. Kanada’da parlamentoda ayakta alkışlanan faşist katilin üyesi olduğu askeri birim 14. Waffen 1944 Haziranında Slovakya’da Nazi işgaline karşı başlatılan silahlı halk ayaklanmasının bastırılması hedefiyle Nazi birlikleriyle birlikte bu bölgeye sevk edilmişti. Ukraynalı faşist birlikler sınır tanımıyordu, anti-faşist halk hareketinin geliştiği bölgelerde Nazi kumandasında hazır ve nazırdılar.

Kanada’nın faşist katilleri koruma ve kollama misyonu bilinmeyen bir şey değildi. 2. Emperyalist savaş sonrası Nazi savaş suçlularının yargılandığı Nürenberg Mahkemeleri sürecinde SS Galiçya Tümeni mahkeme tarafından suç örgütü olarak ilan edildi.  Kanada “savaş suçlusu zanlılarının takibinde gevşek davranmakla” eleştirildi. Kanada’da 1985 yılında Deschênes Komisyonu olarak anılan Kanada’daki Savaş Suçluları Soruşturma Komisyonu kuruldu. Komisyonun raporunda, Galiçya Tümeni’ne yönelik savaş suçu suçlamalarının “hiçbir zaman kanıtlanamadığı” sonucuna varıldı ve bir kez daha işlenen suçların üzeri örtüldü ve fakat “gerçekler inatçıdır.”

Batılı emperyalistlerin basını, akademisi uzun yıllardır Doğu Avrupa’daki işbirlikçileriyle birlikte tarihin çarpıtılması ve yeniden yazılması için çalışıyorlar. Kanada Parlamento sözcüsünün konuyla ilgili açıklamasına bu çerçeveden bakmak gerekir. Uzun yıllardır zihinlere yerleştirilmeye çalışılanlar onun sözlerinde somutlaşmıştır. Bu tarih anlatısına göre, Naziler değil Kızıl Ordu işgalcidir. Ukrayna halkının ulusal önderliği Ukrayna faşistleridir. Oysa işgalci Nazilerle işbirliği yapan faşistler ağırlıklı olarak Batı Ukrayna kökenlidir, Ukrayna ulusunu temsil edemezler çünkü diğer Sovyet halkları gibi Ukrayna halkının çoğunluğu da Kızıl Ordu saflarında yerini almış işgalciye karşı savaşmıştır.

Nazi çizmeleri altında ezilen Ukrayna toprakları diğer Sovyet halklarıyla birlikte Ukrayna halkı tarafından özgürleştirilmiştir. Ukrayna’da olduğu gibi diğer Sovyet halklarından da işbirlikçi faşistler çıkmış, Nazi ordusuyla birlikte kendi halklarına zulmetmiştir. Sovyet halklarının faşizme karşı mücadelesi Büyük Anavatan Savunması olarak adlandırıldı. Anavatan Sovyetler çatısı altındaki tüm halkların topraklarını kapsıyordu. Yapılmaya çalışılan bu gerçekleri hafızalardan silmektir. Enternasyonalizme, halklar arası barış, dostluk ve dayanışmaya düşman olan emperyalizm bu değerlerin en canlı biçimde yaşandığı süreçlere dair her şeyi silmek, Doğu Avrupa’yı faşistlerden ibaret bir coğrafya olarak göstermek istemektedir.

Toplumsal ve sınıfsal çatışmaların şiddetlendiği evrelerde tarih canlı bir gerçeklik haline gelir. Tarih mücadelenin önemli bir alanına dönüşür. Son yaşanan olaylar tam olarak bu duruma işaret etmektedir. Polonya Dışişleri Bakanlığı Kanada parlamentosundaki hadiseyi sert bir şekilde kınadı. Kanada Parlamento sözcüsünün Polonyalıları ve Yahudileri katleden birini ayakta alkışlatmanın “utanç verici” olduğunu belirtti. Kanada Parlamento sözcüsünün “tarih bilgisi eksikliği, iç görü eksikliğini” vurgularken sözcüğü istifaya davet etti. Polonya Dışişleri Bakanlığı bunları söylüyor ancak “Polonyalıları, Yahudileri katleden” bu faşistleri Ukrayna’da kendilerinin neden paraya ve silaha boğduğuna dair bir şey söylemiyor. Bir şey söylemiyor çünkü “en iyi Rus ölü Rus’tur” anlayışında onlarla kolayca bir araya gelebiliyor.

Paylaşın