Trump yönetimine karşı en sert ve kararlı muhalefeti sergileyen New York Times gazetesi editoryasının, Trump’ın hemen her politikasına karşı net duruşu ortadayken, Trump’ın tek haklı olduğu noktanın Çin’e karşı sağlam durmak olduğunu söylemesi Amerikan egemen sınıfının anlaştığı ögeye işaret etmesi bakımından dikkat çekicidir.
ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı yeni gümrük tarifelerinin uygulanmasını 90 gün ertelemesi ancak bu kararından Çin’i muaf tutması, “ticaret savaşları” olarak adlandırılanın aslında ne olduğunu oldukça belirginleştirdi. Trump’ın “Politikalarım asla değişmeyecek. Bazen bir şeyi düzeltmek için ilaç almanız gerekir. Ne yaptığımı biliyorum” dedikten dört saat sonra gelen erteleme kararı, esas olarak kapitalist dünya ekonomisinin işleyiş tarzının ABD Başkanına koyduğu sınırları gösteriyordu.
Trump yeni gümrük vergilerini açıkladığı günü “Kurtuluş Günü” olarak ilan etmiş, bu politikanın “Amerika’nın ekonomik bağımsızlığının” başlangıcı olduğunu söylemiş, “Onlarca yıl kazıklandıktan sonra zenginleşme sırası artık bizde” demişti. Ana akım yorumcular tarafından genel olarak demagojik bir söylem olarak kabul edilen bu sözlere ve hayata geçirilmeye çalışılan politikaya biraz daha yakından bakmakta fayda var. Amerikan emperyalizmi onlarca yıldır ticari ilişkilerde diğer ülkeler tarafından kazıklanıyor muydu? Dünyaya açıldığı ilan edilen “ticaret savaşı” neden ertelendi ve Çin’le olan kısmı neden daha da sertleşerek sürdürülüyor?
Jacob Rothman 52 yaşında. Kaliforniya’da doğmuş, büyümüş. Yirmi yıldan beri Çin’de yaşıyor. Rothman Amerikan perakende tekeli Walmart ve bazı başka Amerikan şirketlerine mutfak malzemeleri satışı yapan Velong Enterprises adlı şirketin patronu. Trump’ın ilk başkanlık döneminde Çin’e karşı yükselttiği gümrük vergileri şirketinin faaliyetlerini etkilemiş. Biden döneminde de Çin’e yönelik politikalarda bir yumuşama yaşanmadığını görmüş. Trump’ın ilk “ticaret savaşı” döneminde, ABD’nin Çin sanayisine karşı sertleşeceği öngörüsüne sahip olan Rothman, ticari faaliyetlerini daha geniş bir alana yayma kararı almış. Böylece olası değişimler karşısında ticari faaliyetlerini güvence altına alabileceğini, üretimi farklı ülkelerde sürdürebileceğini düşünmüş. Bu kapsamda Vietnam ve Hindistan’da iki ortaklık kurmuş. Kamboçya’da bir fabrika satın almış.
Rothman Trump’ın yeni gümrük vergilerini açıklaması sonrasında, “Bu kıyamet gibi bir şey” demiş. Büyük bir sarsıntı yaşamış. Trump’ın yeni gümrük vergilerini Çin haricindeki ülkeler için 90 gün ertelemesi kararı karşısında, “Artık ‘güvenli’ ne anlama gelir ki?” sorusunu soruyor. Trump yönetiminin Güneydoğu Asya’yı Çin’in ticari çıkarlarının bir uzantısı olarak görmesi nedeniyle bölgeye eninde sonunda gümrük vergisi uygulanacağını düşünüyor. Trump’ın ilk döneminde başlattığı “ticaret savaşı” nedeniyle Apple’ın iPad ve AirPods üretiminin bir kısmını Vietnam’a kaydırdığı, İPhone üretiminin bir bölümünü Hindistan’da gerçekleştirmeye başladığı biliniyor. Walmart siparişlerini Çin’den Hindistan ve Meksika’ya taşıdı. Nike ve Samsung gibi şirketler de faaliyetlerini Çin’den başka ülkelere doğru yönlendirmeye başladı. Tüm bunlara rağmen, Trump’ın yeni gümrük vergilerini 90 gün erteleme kararının gerisinde Apple ve diğer büyük tekellerin temsilcilerinin ABD hükümetiyle yürüttükleri müzakerelerin olduğu Amerikan basınında geniş ölçüde yer aldı.
Trump Cuma günü yüksek teknoloji ürünlerine yönelik yeni gümrük vergilerinin de askıya alındığını duyurdu. Çin’den gelen yüksek teknoloji ürünleri de bu kapsam içindeydi. Amerikan basını Trump ekibinin şirket yöneticileriyle yaptığı görüşmelerin bu kararda etkili olduğunu bir kez daha vurguladı. ABD’ye yeni gümrük vergileriyle yanıt veren Çin kolay lokma olduğunu göstermiş oldu. Rothman New York Times gazetesine yaptığı açıklamalarda, “Şu anda dünyanın dört bir yanından ekipman ve makina ithalatını vuran ağır gümrük vergileri göz önüne alındığında bir Amerikan fabrikasını nasıl donatabilir? Göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edildiği bir çağda yeterince insanı nasıl işe alabilir?” sorularını soruyor. Rakiplerinin mallarını üretmek için daha düşük maliyetli ülkeleri tercih edebilirken, kendilerinin yüksek maliyetlerle sıkışıp kalacağını belirten Rothman, “ABD’de uygun maliyetli üretim yapamazsam, ABD’deki fabrikada ne işim var?” diyor.
29 Kasım 2024’te New York Times gazetesinde yayınlanan geniş bir araştırma, Çin’in otomobil üretiminde kaydettiği gelişme üzerineydi. Yazının başlığı “Çin Nasıl Dünyanın En Büyük Otomobil İhracatçısı oldu?” idi. Bu araştırma sonuçları, Trump’ın seçim kampanyası boyunca otomobil ithalatına uygulayacağı yüksek gümrük vergilerini neden dilinden düşürmediğine ışık tutuyordu. Araştırma sonucuna göre, Çin ABD’den altı kat daha fazla otomobil ihraç ediyordu. Otomotiv sanayisinin önemi dikkate alındığında, Trump’ın öfkesinin kaynaklarını daha iyi görmek mümkün oluyor. Çin’in yeni gümrük vergileri karşısında sert bir tutum belirlemesi ve Trump’ın beklediği geri adımları atmamasının en önemli nedeni, Çin’in ABD’ye toplam ihracatının Çin’in GSYİH’sının yalnızca %4’ünü oluşturmasıdır. Çin ekonomisi yeni gümrük vergilerinden kuşkusuz ki etkilenecektir ancak ABD’de yükselecek fiyatların ve enflasyon etkisinin sonuçları sert olacaktır.
Çin Gümrük Yönetimi Sözcüsü Lyu Daliang ajanslara yaptığı açıklamada, Çin’in son yıllarda ticaretini çeşitlendirdiğini, ABD’den uzaklaştığını, alınan önlemlerle dayanıklılıklarının arttığını söyledi. Ülkenin geniş iç pazarına vurgu yapan Daliang, ülkenin iç kesimlerinin küresel dalgalanmaya karşı tampon oluşturacağını ifade etti. Çin’in böyle bir ekonomik saldırıya karşı belirli hazırlıklar yaptığı anlaşılıyor. Çin hükümeti çeşitli kritik minerallerin ihracatını askıya alarak, dünyanın dört bir yanındaki otomobil üreticileri, havacılık ve uzay üreticileri, yarı iletken şirketleri üzerindeki baskıyı arttırdı. Bu metaller jet motorları, lazerler, araba farları ve bazı bujilerin üretiminde kullanılıyor.
James Litinsky MP Materials adlı Amerikan şirketinin İcra Kurulu Başkanı. Silah üretimi yapan bu firmanın Çin’in kritik minerallerine duyduğu ihtiyacı belirtiyor ve Çin hükümetinin uygulamaya başladığı yeni karar hakkında, “Dronlar ve robotik, savaşın geleceği olarak görülüyor ve gördüğümüz şeylere dayanarak, gelecekteki tedarik zincirimiz için kritik girdilerin kapatıldığını” söyleyebiliriz diyor. Kritik mineraller Çin’in toplam ihracatı içinde küçük bir kısmı oluşturuyor ancak kullanım alanlarının hassaslığı nedeniyle Amerika, Japonya ve Alman ekonomileri üzerinde etki yaratması bekleniyor. Çin 2023’e kadar dünyada kritik minerallerin % 99’unu üretiyordu.
Trump’ın gümrük vergileri konusundaki zikzakları hakkında konuşan ABD Hazine Bakanı Scott Bessen, “Bu Başkan’ın stratejisinden kaynaklanıyordu… Hatta Başkan’ın Çin’i kötü bir pozisyona sürüklediği bile söylenebilir. Cevap verdiler. Kendilerini dünyaya kötü aktörler olarak gösterdiler ve biz de misilleme yapmayan müttefiklerimiz ve ticari ortaklarımızla işbirliği yapmaya hazırız.” dedi. Bessen Trump’ın zikzaklarının bir stratejinin parçaları olduğunu bu şekilde ifade etti. Gümrük vergileri askıya alınan “müttefikler”e Trump’ın yaptığı müzakere çağrıları da böylece daha iyi anlaşıldı. ABD yönetimi sopanın ucunu gösterdiği “müttefikler”i masaya çağırıyor ve çok muhtemel ki, masada onlardan Çin’le olan ticari ilişkilerini kesme ya da azaltmalarını isteyecek. Guardian gazetesi de konuyla ilgili geniş haberinde, ABD’nin müzakerelerde Çin meselesini müttefiklerinin önüne koyacağını belirtiyor.
Amerikan emperyalizminin aşınan hegemonyasını yeniden tesis etme arzusu, onun zayıflayan sanayi temelini yeniden inşa etme yolunda adımlar atmasını gerektiriyordu. Kapitalist dünya ekonomisinin mevcut işleyiş tarzıysa bunun önüne ciddi engeller çıkarıyor. Büyük üretim birimlerinin yeniden Amerika’ya dönmesi gerekliliğini her fırsatta dile getiren Trump’ın yeni gümrük vergilerine karşı en sert sözlerden biri sıkı müttefiki Elon Musk’tan geldi. Elon Musk’ın Çin’de ve başka ülkelerde bulunan büyük üretim birimleri kuşkusuz ki onun gümrük vergileriyle ilgili hassasiyetinin başat nedenidir. Finans-kapitalin yüksek kar oranları hassasiyeti yaşanan çelişkinin temelini oluşturmaktadır. Amerikan ekonomisindeki durgunluk beklentisi Trump’ın son hamleleriyle birlikte daha da yükselirken, “ticaret savaşları”nın kapitalist krizi dünya çapında daha da derinleştirmesi kaçınılmazdır. Her ülke dünya ticaretindeki daralmadan payını alacaktır.
Trump’ın uyguladığı sanayi temelini yeniden güçlendirme ve Çin’i izole etme politikası yaygın olarak ifade edildiği gibi, “dengesiz bir başkanın” gerçeklik temelinden kopuk bir tercihi değildir. Amerikan emperyalizminin aşınan hegemonyasını yeniden tesis etmek “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapmak” isteyen bir egemen sınıf bölüğünün temel tercihinin ifadesidir. Amerika’nın emperyalist egemen sınıfı derin ve sert bölünmeler, çatışmalar yaşamaktadır. Hedefte Çin vardır ancak kullanılması düşünülen araç ve yöntemler üzerine çatışma şiddetlenmiştir. Trump yönetimine karşı en sert ve kararlı muhalefeti sergileyen New York Times gazetesi editoryasının, Trump’ın hemen her politikasına karşı net duruşu ortadayken, Trump’ın tek haklı olduğu noktanın Çin’e karşı sağlam durmak olduğunu söylemesi Amerikan egemen sınıfının anlaştığı ögeye işaret etmesi bakımından dikkat çekicidir.
ABD’nin yeni gümrük vergileri ve yükselttiği “ticaret savaşları” dünya ölçeğinde emekçilerin yaşam koşullarına yeni sıkıntılar getirecek, kapitalist dünya ekonomisinin krizini daha da derinleştirecektir. Emekçiler açısından giderek derinleşen krizden çıkmanın tek yolu, emekçilerin birliği ve halkların kardeşliği temelinde sınıf mücadelesini, ortak sosyal kurtuluş perspektifini geliştirmektir.