Cenk Ağcabay, Slider, Umut Yazıları, YAZARLAR

Ukrayna’dan Gazze’ye savaş ve yaptırımlar – Cenk Ağcabay

Geçtiğimiz Salı günü Kiev başta olmak üzere on Ukrayna kentinde sokaklara çıkan halk, “Yasayı Veto Edin!”, “Bağımsız Kurumlara Baskılara Hayır!” sloganları attı. Ukrayna’da düzenlenen protesto gösterilerinin nedeni, devlet başkanı Zelenskiy’nin çıkardığı yeni bir yasanın, Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu ve Yolsuzlukla Mücadele Özel Savcılığı kurumlarının bağımsızlığını zedelediğine inanılmasıydı. Göstericiler yasanın veto edilmesini istiyordu ancak Zelenskiy tasarıyı imzaladı. Konu yolsuzluk olduğunda, Zelenskiy’nin yakın çevresinden bazı isimler gündeme geliyor ve genel olarak bu yasanın onları koruma altına almak için çıkarıldığı yönünde yorumlar güç kazanıyor.

Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana ilk kez düzenlenen bu protesto gösterilerinden önceki birkaç haftada Batı basınında Zelenskiy’e yönelik hoşnutsuzluk dile getirilmeye başlamıştı. 18 Temmuz’da Financial Times’ta yayınlanan geniş bir haberde, Ukrayna’da Zelenskiy’e karşı hoşnutsuzluğun artmakta olduğu belirtilmiş, gazetenin görüştüğü Ukraynalı siyasetçiler, aktivistler ve diplomatların “Ukrayna liderini kendisine sadık olanları kayırmak ve savaş zamanı yetkilerini muhaliflere karşı kullanmakla” suçladığı belirtilmişti.

Aynı gün Spectator’da yayınlanan bir yazıda görüşlerine yer verilen Ukrayna hükümetinde yer almış bir yetkili, “Ukrayna’nın iki düşmanı var. Biri Putin, diğeri Zelenskiy. Birisi içeriden diğeri dışarıdan Ukrayna’yı yıkmak için çalışıyorlar. İnsan hakları ayaklar altına alınmakta, siyasi muhaliflere karşı baskı uygulanmakta, muhalefeti destekleyebilecek zengin ve nüfuzlu kişilerin malları kamulaştırılmakta ve muhalif medya susturulmaktadır.” diyordu.

Amerika’nın en tanınmış gazetecilerinden Seymour Hersh’te 18 Temmuz’da kendi internet portalında yayınladığı yazıda, Amerikan devlet kaynaklarından elde ettiği bilgilere göre, Amerikalı yetkililerin Zelenskiy’nin artık değiştirilmesi gerektiğini düşündüğünü, onun yerine İngiltere Büyük Elçisi olarak görev yapan eski Genel Kurmay Başkanı Zalujni’nin uygun bulunduğunu yazmıştı. Hersh bir Amerikalı yetkiliye, eğer Zelenskiy gitmek istemezse ne olacak sorusunu sorduğunu ve “Zorla gidecek. Top onun sahasında.” yanıtını aldığını söyledi.

Zelenskiy artık klasikleşen tarzıyla, söz konusu yasayı Rus nüfuzu altına girmiş kurumları bu nüfuzdan kurtarma hedefiyle çıkardıklarını söyledi. Zelenskiy’nin sıkışmakta olduğu görülüyor çünkü en büyük destekçisi Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’den, ülke çapında protestolara ve uluslararası tepkilere neden olan yolsuzlukla mücadele kurumlarına yönelik baskılar konusunda açıklama istedi. Leyen’in ofisinden yapılan açıklamada, yasanın “Ukrayna’daki yolsuzlukla mücadele kurumlarının yetki ve güçlerini büyük ölçüde zayıflatma riski taşıdığı” belirtildi ve “hukukun üstünlüğüne saygı, yolsuzlukla mücadele, uzlaşma olmaz” denildi.

Leyen’in bu açıklamasından sonra, Zelenskiy yeni bir yasa tasarısı hazırladıklarını ve bunu birkaç gün içinde parlamentoya ulaştıracaklarını bildirdi. Leyen’in ofisi yeni bir açıklama yaptı ve Ukrayna hükümetinin yeni yasa tasarısından ve kaygılarının dikkate alınmasından duyulan memnuniyet ifade edildi. Batı basınında, savaşın başlamasından bu yana Zelenskiy yönetiminin ilk kez bu derece açık ve sert eleştirilmesine dikkat çekiliyor.

Amerikan Senatosu’nda Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörlerin birlikte hazırladıkları, Rusya’yla ticareti sürdüren ülkelere yönelik çok sert yaptırımları içeren paket üzerine çalışma durduruldu. “Kemik kırıcı” olarak nitelenen paket üzerine çalışmaların durdurulmasının Trump’a uyumlu hareket etme isteğinden kaynaklandığı belirtiliyor. Paket esas olarak Çin ve Hindistan gibi Rusya’yla ticareti büyük boyutlarda olan ülkelere yönelikti. Trump son hamleleriyle Ukrayna gidecek silahların ödemesinin Avrupa tarafından yapılmasını güvence altına aldı.

Ödemeleri güvence altına alan Trump, yaptığı yeni açıklamalarda konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Biden 350 milyar dolar değerinde ekipman ya da nakit verdi. Ekipmandan daha kötüsü – nakit… Kendi ekipmanlarını satın almaları gerekiyordu. Ama içimden bir ses her doları ekipman için harcamadıklarını söylüyor. O [parayı] bir gün öğrenmek istiyoruz, sanırım, değil mi?”

Trump örtük bir tarzda, Ukrayna’ya gönderilen nakit paranın ekipman için harcanıp harcanmadığını sorguluyor. Bu sorgulama “yolsuzluk” iddialarının bir kez daha en üst makamdan gündeme getirilmesi olarak da değerlendirilebilir. Bu iddialar ve tartışmalar temel bir gerçeğin sorgulanmasının önüne geçiyor. Rusya’yı yormak ve zayıflatmak için emperyalist Batı ittifakı tarafından tasarlanan bu uzun savaş ne tür sonuçlar yaratıyor? Emperyalist Batı ittifakının Rusya’ya karşı savaşının sahadaki askerliğini yapan Ukrayna, insan kayıplarından çöken altyapısına büyük bir yıkım yaşıyor. Sokaklarda zorla askere alım görüntüleri gündelik vakalara dönüşmüş durumda. Kimi iddialara göre, orduda savaşan askerlerin ortalama yaşı 46’ya yükselmiş. Amerikan desteğinin Trump yönetimiyle birlikte sallantılı bir hale gelmesi, ülkede havayı daha da kasvetlendirmiş durumda. Yakayı Batılı emperyalistlere kaptırmış Ukrayna yönetimi kendi kararlarını alamıyor. Bir grup işbirlikçinin kuşkusuz ki bu savaştan büyük kazanımları ve yolsuzluk iddialarının ve halkın artan hoşnutsuzluğunun kaynağı da bu noktada temelleniyor.

Zelenskiy ve ortaklarının iktidarı kaybetmeleri onlar açısından ölümcül sonuçlar doğurabilir. Yeni bir iktidar, savaş dönemi uygulamalarını gerçek kaynaklarından öğrenme ve değerlendirme olanağına sahip olacaktır. Bu nedenle, Zelenskiy ve çevresinin her şeyi göze alıp iktidarını devam ettirmek için hamleler yapması yüksek olasılıktır. Kimi kaynaklara göre, geçen yaz Rusya’yla masaya oturulduğunda eldeki kartları arttırmak için düzenlenen Kursk operasyonunda verilen kayıp sayısı yetmiş bindir. Operasyon başarısız olmuş, Ukrayna Kursk’tan çekilmek zorunda kalmıştır. Olası bir iktidar değişikliğinde, tüm bunların gündeme gelme olasılığı yüksektir. Önceki savunma bakanının savaştaki birlikler için satın alınan gıda ürünleri üzerinden yaptığı yolsuzluklar, cebe indirdiği paralar açığa çıkmış, istifa etmek zorunda kalmıştı. Görevden ayrılmıştı ancak bu kadar ağır suçlar işleyen birine dokunulamamıştı. Bir iktidar değişiminde tüm bu dosyaların genişletilerek açılması muhtemeldir. Trump iktidarıyla birlikte Batı emperyalist ittifakı iç uyumunu yitirmiştir ve bunun ne tür sonuçlar yaratacağı belirsizdir ancak Rusya’yla olası bir anlaşma söz konusu olduğunda, savaşın sonuçlarının “yolsuzluk” belgeleri ortaya serilerek Zelenskiy ve çevresinin üzerine yıkılması hiç şaşırtıcı olmayacaktır. İşbirlikçilerin başına sıkça gelenlerin Ukrayna’daki işbirlikçilerin başına da gelmesini ne engelleyecektir?

İnsan Hakları İzleme Örgütü eski başkanı Kenneth Roth bu kurumdan ayrıldıktan sonra Princeton Üniversitesi’ndeki görevine geri döndü, burada uluslararası ilişkiler alanında ders veriyor. Roth Guardian gazetesinde yayınlanan yeni yazısında, Gazze’de gerçekleşen soykırım hakkında şunları söylüyor: “İsrail hükümetinin Gazze’de soykırım yaptığını kabul etmek bazıları için neden bu kadar zor? Soykırım iddiası ikna edicidir, ancak bazı hükümetler ve kamuoyu bunu kabul etmekte direnmektedir. Bunun nedeni sadece İsrail’in Yahudi soykırım kurbanları için bir sığınak olarak geçmişi değil, aynı zamanda hem kamuoyu hem de uluslararası adalet divanı (ICJ) tarafından bu terimin anlamının gereğinden daha dar anlaşılmasıdır.”

İsrail bombaları kesintisiz düşüyor yağmaya devam ediyor ancak Gazze halkı artık açlıktan, ilaçsızlıktan da can veriyor. Roth esas olarak, soykırıma desteklerini sürdüren emperyalist Batı İttifakı hükümetleri ve kamuoylarına işaret ediyor. Kenneth Roth’un emperyalist Batı ittifakının yayın organlarından birinde İsrail’in soykırım gerçekleştirdiğini yazmak zorunda kalması, esas olarak dünyanın dört bir yanında “Gazze’de Soykırımı Durdurun!” sloganlarıyla alanları dolduran milyonların yarattığı etkiyle ilişkilidir. Bu etkinin büyümesi için daha kitlesel ve etkili eylemlere ihtiyaç var. Emperyalist Batı İttifakı Ukrayna’da akan kanın ve Gazze’deki soykırımın doğrudan failidir. Lancet’in yaptığı yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre, ABD veya AB tarafından 1971’den 2021’e kadar uygulanan ekonomik yaptırımlar nedeniyle yıllık 564.258 ölüm gerçekleşmiştir. Aynı zaman dilimi içinde çatışma alanlarında gerçekleşen yıllık ölüm sayısı 106.000’dir. Yürütülen emperyalist savaşlara bu veriler üzerinden bakmak verimlidir. Savaşın nedenleri, gerçek doğası üzerine daha sağlam bir kavrayışa ulaşmak için öncelikle emperyalist-kapitalizm ve içinde debelenip durduğu derin bunalıma bakmak zorunluluktur.

Paylaşın