Filistin halkı Gazze’de işgalci İsrail’in yağdırdığı bombalar altında direniyor. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan Filistin halkının direnişine destek olmak, katliamcı İsrail’i lanetlemek için alanları dolduruyor. Trump yönetiminde Dışişleri Bakanlığı yapan faşist Pompeo sosyal medya hesaplarından “İsrail’in Yanında Dur” mesajları paylaşıyor.
İsrail saldırıları sivil halkı hedef almakla kalmıyor, uluslararası medya organlarının Gazze’deki binasını da vuruyor. Sözkonusu İsrail olduğunda hiçbir uluslararası “norm”, “kural” geçerli olmuyor. Bir mülteci kampının, medya organlarının bulunduğu binanın vurulmasından, çocukların, kadınların uykularında katledilmesinden sonra İsrail Başbakanı Netanyahu’yu arayan ABD Başkanı Joe Biden, “İsrail’in kendisini Gazze’deki Hamas ve diğer terörist grupların roket saldırılarına karşı savunma hakkına verdiği güçlü desteği” tekrarladı ve İsrail’e yönelik saldırıları kınadı.
Gazze’deki katliamlar hakkında konuşan Noam Chomsky, ABD’nin sunduğu güçlü destek olmasa İsrail’in bu zulmü uygulayamayacağını dile getiriyor. Chomsky haklı ancak İsrail’in arkasında sağlam bir duruş sergileyen Biden için henüz birkaç ay önce oy çağrısı yaptığını unutmuş gibi görünüyor. Trump “faşizmini” durdurmak için Biden’a oy çağrısı yapan Chomsky, Gazze’ye yönelik bir önceki büyük saldırının Trump döneminde değil Biden’ın başkan yardımcısı olduğu Obama döneminde 2014 yazında gerçekleştiğini de unutmuş gibiydi oy çağrısı yaptığı günlerde.
Unutulanlar sadece bunlar değil kuşkusuz.
Utanmadan sol adına konuşan kimilerine göre, bu konuya çok dikkatli yaklaşmak gerekiyor çünkü Gazze’de siyasal İslamcı Hamas iktidarda. Hamas bu çatışmadan besleniyor. Sadece Hamas değil Tayyip Erdoğan’da… Hamas’ın ve Tayyip Erdoğan’ın geçmişi ve siyasi pozisyonu hiç kimse için sır değil ve fakat emperyalizmin ve Siyonizm’in 70 yıllık politikaları en açık haliyle gözler önüne serilmişken, Filistin halkının en ileri siyasi temsilcileri bu saldırıya karşı oluşan ortak operasyon cephesinde direniş güçleri içinde yer almış ve direnirken bu sözleri sarf etmek ne anlama geliyor?
Şu anlama geliyor…
Direnme teslim ol. Teslimiyeti alkışla.
Her zaman olduğu gibi, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Hollanda Gazze’den fırlatılan füzeler nedeniyle İsrail’in kendini savunma hakkı, çocuk, kadın demeden Filistinlileri dilediği gibi öldürme özgürlüğü olduğunu resmi açıklamalarıyla bir kez daha teyit etti. İşgalcinin süreklileşen saldırılarını Hamas’ın varlığına ve füzelerine bağlayanlar emperyalist ve işgalciyle aynı telden çalanlardır. Öyle ya 1948’de başlayan askeri zora dayalı etnik arındırma süreci Hamas ve onun füzeleri nedeniyle gelişti ve Tayyip Erdoğan’ın sahte Filistin dayanışması işgalcinin Filistin’deki varlığına neden oldu. 1948’den bu yana sürekli genişleyerek devam eden işgal ve etnik arındırma hep Hamas ve füzeleri yüzünden gerçekleşti.
Kendini savunma hakkı nedir? Rakamlar çıplak bir biçimde gösteriyor. Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre, Gazze’de yaşayan Filistinlilerin yüzde yetmişi mültecidir. Bugünkü İsrail’in güneyindeki yerleşim birimlerinden Gazze’ye gelip mülteci olmalarının nedeni nedir? Faşist İsrail devletinin Siyonist hedefler çerçevesinde gerçekleştirdiği askeri zora dayalı etnik temizlik kampanyaları. Onların sökülüp atıldığı topraklarda İsrailli yerleşimciler yaşamakta, ele geçirdikleri evlerde oturmakta, ele geçirdikleri toprakları işlemektedirler.
Gazze’nin nüfusu 2 milyona yakındır ve bu nüfusun 1,5 milyona yakını mültecidir. 8 mülteci kampında yaşamını sürdürmekte olan Filistinli sayısı 600 bindir. Bu alanda 22 sağlık merkezi, 16 yardım merkezi, bir milyon kişiye hizmet veren yiyecek dağıtım merkezleri vardır. Bir milyon Gazzeli insan yani nüfusun yarısı ekmeğe muhtaçtır. Temizleme tesislerinin yokluğunda, Gazze’de içme suyuna erişim son derece sınırlıdır. İsrail Ordusu bu durumdaki bölgenin altyapısına yönelik saldırılarını yıllardır düzenli olarak devam ettirmektedir. Tüm bunların nedeni Hamas değil emperyalizmin Ortadoğu’da uyguladığı saldırgan politikalar ve onun en sıkı partneri Siyonist işgalcidir. Hamas tüm bunların ve FKÖ’nün işbirlikçi politikalarının ortaya çıkardığı bir sonuçtur.
Bu gerçekliğin üzerinden atlayarak işgalci Siyonizm’in emperyalizm destekli etnik arındırma projesini Hamas ve Tayyip Erdoğan üzerinden aklayanlar emperyalizm ve Siyonizmle kol kola girmekte, onların bölge politikalarına destek sunmaktadır. Hamas’ı ve Tayyip Erdoğan’ı bu konuda etkisizleştirmenin, onların demagojilerini aydınlatmanın önkoşulu mazlum Filistin halkının direnişiyle daha fazla dayanışma ve bütünleşme olacaktır ve Filistin’in en ileri devrimci güçleri bu politikayı yaşama geçirmeye çalışmaktadır.
Fransa’daki Barış İçin Yahudi Birliği adlı örgüt, Fransa’nın Gazze ile dayanışma eylemlerini yasaklaması üzerine, “Paris’ten Gazze’ye direniş! Fransız hükümetinin yasağı ve baskısı, Filistin halkıyla dayanışmalarını göstermek için gelen binlerce protestocuyu durdurmak için yeterli olmayacak. Herkes için adalet ve herkes için onur” açıklamasını yaptı ve yasağa rağmen sokaklara çıktı.
İsrail’de insan hakları mücadelesi veren B’Tselem adlı grup yaptığı açıklamada, uluslararası toplumu İsrail’i daha fazla can kaybı olmadan izlediği politikayı değiştirme yolunda zorlamaya çağırdı. Açıklamada, İsrail’in kuşatması nedeniyle Gazze’de yaşanan insani çöküşün saldırılarla çok daha ölümcül koşullar yarattığı vurgulandı ve İsrail’in işlediği savaş suçları nedeniyle yargılanması istendi.
İsrail’deki Barış İçin Yahudi Birliği’de aynı kanıdadır. Onlar da yayınladıkları bildiride, Filistin halkının Nakba’dan beri yaşadığı trajedinin büyük acılara yol açtığını, bu haftaki İsrail saldırılarının bu acılara yenilerini eklediğini bunun son bulup Filistin halkının demokratik ve ulusal haklarına kavuşması gerektiğini belirtiyorlar. İtalya’da Livorno Limanı’na gelen kargo gemisinin İsrail’e silah taşıyacağını öğrenen işçiler, gemiye yükleme yapmayı reddetti. Liman işçileri, İsrail’in saldırılarına suç ortaklığı yapmamak için silahları yüklemeyeceklerini duyurdu.
Dünyanın dört bir yanında gelişen Filistin halkıyla dayanışmanın kaynağı “herkes için adalet ve onur” arayışıdır. Filistin halkının direniş iradesi bu arayışın en somut görünümlerinden birini sunduğu için dünya çapında bir harekete itilim sağlamaktadır. Meselenin esas olarak görülmesi gereken yönü budur.
İsrail’deki Yahudi halkının onurlu evlatlarından Gideon Levy son yazısında, İsrail saldırılarının başlamasıyla birlikte, “İsrail televizyon programlarını emekli asker, emekli istihbaratçı ve uzman sürülerinin doldurduğunu” tümünün “iğrenç savaş trampetleri çaldıklarını” bildiriyor. Levy her zamanki kinaye yüklü anlatımıyla televizyon programlarını dolduranların tümünün, “salyalar saçarak düşmanın sofistike hava savunma sistemlerini yok etme çağrısı yaptıklarını” yazıyor. Cumartesi gecesi İsrail füzeleriyle öldürülen 40 Filistinli çocuğun görüntüleri karşısında İsrail kamuoyundaki sessizliğe büyük bir öfke duyduğunu belirten Levy; “insanlık tarihindeki nadir anlardan biri Gazze’nin kuzeyinde perşembe akşamı yaşandı” diyor. “Bu nadir anın” İsrail bombardımanı nedeniyle belki de bir daha hiç dönemeyecekleri evlerini terk eden Filistinliler’e ait bir videoda; canını kurtarmak için yollara düşmüş Filistinlilerden birinin aniden yola atlayarak bir yavru kediyi kurtarması olduğunu anlatan Levy, tüm İsraillilerin bu fotoğraflara ve görüntülere bakmak zorunda olduğunu vurguluyor ve yazısını sorularla bitiriyor: “Tüm bunları yapma hakkını bize kim veriyor? Bu hak nereden geliyor?”
Levy’nin sorularının yanıtı açıktır: Emperyalizm.
Yahudi halkının bir diğer onurlu evladı Ilan Pappe önemli bir tarihçidir. Çalışmaları Ortadoğu tarihine odaklanmıştır ve Siyonist tarih anlatısının gerçek doğasının aydınlatılmasında, Filistin halkının yaşadığı tarihsel haksızlığın mahkum edilmesinde önemli bir yere sahiptir. Pappe İsrail’de önemli bir üniversitede tarih bölümü başkanlığı yaparken yazdığı kitapların ve konuşmalarının İsrail yönetiminde yarattığı rahatsızlık nedeniyle hedef gösterilmiş, aldığı tehditler nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. Pappe’nin son kitabının başlığı: “Dünya Üzerindeki En büyük Hapishane (İşgal Altındaki Toprakların Tarihi)”. Pappe kitabını “Dünya üzerindeki en büyük hapishanede yaralanan, öldürülen, travma geçiren Filistinli çocuklara” ithaf etmiştir. Pappe’nin satırları arasında dolaşırken, Filistin’in emperyalizm destekli Siyonist yerleşimciler tarafından sömürgeleştirilmesinin ve Filistin halkına uygulanan etnik temizliğin en kapsamlı ve nesnel incelemesini buluyorsunuz.
Siyonist saldırganlık bu seslere tahammül edemiyor ama son bir haftada Filistin halkının direnişine verilen destek gösteriyor ki, bu sesler çoğalacak. Filistin’in ve tüm ezilen halkların direnişi büyüyecek ve zafere ulaşacak.