Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, 2017’de Diyarbakır’daki Newroz kutlamasında polis tarafından vurularak öldürülen Kemal Kurkut’un dosyasında cinayetin “yasal çerçevede” işlendiğini ileri sürdü.
Üniversite öğrencisi 23 yaşındaki Kemal Kurkut’un, 21 Mart 2017 tarihinde Diyarbakır’daki Newroz kutlamasına katılmak isterken miting alanının girişinde polis tarafından öldürülmesine dair skandal kararlara bir yenisi eklendi.
Kurkut ailesinin tazminat talebiyle İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı davanın yerel mahkemece geri çevrilmesi üzerine itiraz edilen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi, ocak ayında aldığı kararda, Kemal Kurkut’u “saldırgan eylemci” olarak değerlendirmişti. Mahkeme, cinayetin “yasal sınırlar içinde işlendiğine” hükmederek tazminat ödenmesini yer olmadığına karar vermişti.
Benzer bir kararla cinayet zanlısı polis Yakup Şenocak’ın yargılandığı dava dosyasında da karşılaşıldı.
Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesinin sanık polis Şenocak hakkında verdiği beraat kararına karşı tarafların yaptığı itirazı inceleyen Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Kurkut’un öldürülmesinin “yasal sınırlar içinde olup olmadığını” tartışmaya açtı. Mahkeme, yargılamayı yapan yerel mahkemenin sanık polis hakkında verdiği beraat kararını bunun üzerine kurmamasını esasa yönelik bir eksiklik olarak kabul edip kararı bozdu.
İstinaf Mahkemesi, kararında, Anayasa’nın “yaşam hakkı”nı düzenleyen 17’nci maddesinde belirtilen zorunlu durumlarda meydana gelen ölme ve öldürme fillerinin yaşam hakkının ihlali sayılmayacağı hükmünü öne sürdü. Karara gerekçe olarak ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “yaşam hakkı”nı düzenleyen 2/b maddesine işaret eden mahkeme, söz konusu maddede istisnai hali oluşturan “‘Bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutulu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme…’ nedeniyle meydana gelen ölümde yaşam hakkı ihlalinden bahsedilemeyeceği” hükmüne atıfta bulundu.
Mahkeme, sözleşmenin “Hakkında mahkemece hükmedilen ölüm cezası verilmiş kişiler dışında kimsenin yaşam hakkının ihlal edilmeyeceği” hükmünü ise görmezden geldi.
Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle verilen beraat kararının eksik gerekçe ile alınmasının “hukuka aykırı” olduğunu savunan mahkeme, oy birliği ile kesin olmak üzere beraat kararının bozulmasına hükmetti.
Kaynak/MA