Umut Yazıları

Emperyalizmin İran seferi başladı mı? – Ethem Güney

Eski ABD ulusal güvenlik danışmanı ve emperyalist-kapitalizmin savaş kurmaylığının ileri gelen teorisyenlerinden Brzezinski, Avrasya “ödülünü” tanımlamıştı. Onun da ifadeleriyle Avrasya; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 75’inin yaşadığı, dünya gayri safi hasılasının yüzde 60’ının üretildiği ve dünya enerji kaynaklarının yaklaşık dörtte üçüne sahip bir bölge. Salgın sürecinin kitleler üzerindeki denetime alma/zihinleri kitleme amaçlı psiko-sosyal operasyonu ve şok servet transferini takip eden savaş sürekliliği; Ukrayna hattı üzerinden emperyalist-kapitalizmin Avrasya içine sokulma zorlaması ile yoğunlaştı. Ukrayna 2014 Meydan Darbesi’nden itibaren bir “devlet” olma vasfını parça parça kaybetti. Zaten tarihsel olarak Rusya ile kuvvetli bir kopuş yaşamamış olan Ukrayna etno-kültürel havzası, Meydan Darbesi süreci ile adım adım NATO’nun bir talim alanına dönüştürüldü. Bugün gelinen noktada Ukrayna’nın bir devlet değil; ama NATO’nun Rusya’ya yönelik başlattığı uzun bir yıpratma savaşının tabiri caizse “mayın eşeği” olduğunu söyleyebiliriz.

İkinci Emperyalist Savaş konjonktürü ısınırken cereyan eden İspanya iç savaşı, taraflar büyük savaşa hazırlanırken silahlarını ve savaş kapasitelerini test ettikleri bir talim alanına dönüşmüştü. İspanya savaşı kendi iç muhtevasından haricen; uluslararası savaş konjonktüründe böyle “araf” bir geçiş pozisyonundaydı. Savaş teknolojilerinin denenmesi; tarafların birbirlerini hem ideolojik hem de stratejik olarak tartmaları, İspanya’yı savaş kurmaylarının deneme tahtasına çevirmişti. Bugün Ukrayna’nın benzer bir muhtevaya sahip olduğunu ifade edebiliriz. Bugün Ukrayna yolsuzluk “skandalları” ile sarsılıyor. Ülkeyi NATO’nun bir askeri kampı ve sürekli bir savaş cephesine çevirmiş bir grup oligark batı ülkelerinden aldıkları paraları çalmakla suçlanıyorlar. Bu operasyonun yürütücüsü şaklaban Zelenski ise, yolsuzluk karşıtı bir kahraman olarak yüceltiliyor. Ukraynalı saray soytarısının kabaran sicili böylece bir halkla ilişkiler operasyonu ile temize çekildi. O, Guardian yazarı Daniel Boffey, hazırladığı haberde Ukrayna’daki yolsuzluk operasyonunu yürüten Oleksandr Novikov üzerinden bir “yolsuzlukla mücadele destanı” yaratıyor (The Guardian, ‘No return to the past’: the man leading Ukraine’s fightback against corruption, Daniel Boffey, 25 Ocak 2023).
Ukrayna-Donbass cephesinde yoğunlaşmış savaşta ABD ve müttefikleri Rusya’yı çökertecek hamleyi yapamadılar. Hesapları tutmadı. Rus ekonomisinin çökeceğini, askeri gücünün erozyona uğrayacağını hesap etmişlerdi. Ancak gelinen nokta çok daha uzun ve maliyetli bir savaş olacağını gösteriyor ki emperyalist-kapitalist savaş kurmaylığı içindeki çatlaklar bu süreçte derinleşiyor. Ukrayna rejimi hem içeride hem dışarıda “prestijini” giderek yitirme tehlikesi altındayken emperyalist merkezin emekçi sınıfları kabarıyor. Düşen yaşam standartları sebebiyle Avrupalı emekçi ve orta sınıflar ile savaşın -neredeyse- tüm maliyetini sırtlayan AB sanayisi rahatsız. Dolayısıyla Pentagon kurmayları savaşı kısaltacak yollar arayışında.
Pentagon’un beyni olarak işleyen RAND, bir rapor yayınladı (UKRAINE: RAND STUDY SEES RISKS IN PROLONGED WAR, Moon of Alabama, 29 Ocak 2023, PopularResistance.org). RAND, daha önce açılımını gerçekleştirdiği savaş stratejisini tümüyle değiştirerek uzun sürecek bir savaşın ABD ve saz takımının zararına olacağını kabullendi. Bu noktada iki sonuç çıkabilir: ABD ya derme çatma ve tekrar çatışmayı nüksettirmeye hazır bir barış tertiplemeye çalışacak yahut savaşı kısa sürede bitirmek için vites arttıracak.
Bu konjonktürde işbirlikçi-faşist Kiev rejimine hiç görülmemiş bir yoğunlukta silah aktarımı geçtiğimiz haftalarda başladı. NATO cephaneliğinden bu sefer yalnızca savunma araçları değil; konvansiyonel savaşın en sofistike saldırı araçları da faşist rejime seferber ediliyor. Bu silahlar arasında Alman Leopard serisi tanklar, Amerikan Abrams ve İngiliz Challenger tankları ile; Fransız AMX-10RC, Amerikan Stryker ve Alman Marauder zırhlı araçları var.

Her ne kadar yollanan birkaç tank savaşın seyrini değiştirmeyecek olsa da; sembolik muhtevalara sahip. En önemli çıktı ise Alman panzerlerinin yaklaşık 80 yıl sonra tekrar Ukrayna düzlüklerinde görülecek olması. Barbarossa harekâtı ile başlayan süreç; Alman faşizminin kale hurçlarına işçi sınıfının kızıl orak çekiçli bayrağının dikilmesiyle sonuçlanmıştı. Alman hükümetindeki Yeşil/Sol şahinler hariç; reel politik kanat hâlâ tam anlamıyla Rusya ile yoğun bir çatışmaya çekilmemek için diretse de; ABD baskısına ne kadar dayanabilecekleri meçhul. Şimdiden 14 tank gönderdiklerini düşünürsek, işler yolunda gitmiyor diyebiliriz.
Rusya ise; uzun zamandır sahada İran yapımı kamikaze insansız hava araçlarını kullanmaktaydı. Kiev rejiminin güçlerine emperyalist-kapitalist merkezden sürekli akan savaş araçlarını durdurmada bu silahlar oldukça etkiliydi. Özellikle Ukrayna savaşıyla belirginleşen askerî konjonktür stratejik ve taktik anlamda çoğunlukla birinci paylaşım savaşına dönüş olarak gözüküyor. Geniş alanlara ve cephe hattına yayılmış siper ve istihkam mevzileri arasında yoğun ve yakın mesafe piyade çatışması savaşa damga vurdu. Tıpkı birinci paylaşım savaşında olduğu gibi topçu destekli piyade hücumlarını iki taraf da kullanıyor, kullanmak zorunda kalıyor. Ukrayna rejimi de bilhassa son derece kanlı olan; ancak silah gücü sizden kuvvetli rakiplere karşı kullanılabilecek olan “human wave” yani insan dalgası hücumunu sıklıkla kullanarak Rus mevzilerindeki boşluklara sarkıyor.

İran’ın kamikaze İHA’ları, hem çok ucuz maliyetli hem de çok etkili bir muharebe aracı. Basit bir prensibi var. Patlayıcı taşıyan araç hedefe “çakılıyor” ve kendisiyle birlikte imha ediyor. Tek kamikaze İHA bir tankı, obüs yahut füze bataryasını, bir binayı yahut onlarca piyadeyi imha edebilme kabiliyetine sahip. Ucuz maliyeti ile binlerce istihdam edilebiliyor. Durdurulması çok zor. Zaten düşman hava savunma sistemi tespit edip durdursa dahi, onu vurmak için harcanan yüz binlerce dolar değerindeki mühimmatın maliyeti bile inanılmaz bir kayıp. Belirttiğimiz gibi; İspanya iç harbi nasıl küresel savaş konjonktürünün bir deney sahası olduysa; Ukrayna harbi de benzer bir özelliği de diğer bağlamlarının yanında taşıyor. Sahada geleceğin savaşının teknolojileri kullanılıyor. İHA/SİHA araçlarının devlet niteliğinde güçlerin karşı karşıya geldiği bir çarpışmada ilk kez bu derece kullanılışı. İlk kullanılışlarına TC devleti ile kan kardeşi Azerbaycan’ın Ermenistan üzerine yürümesi haydutluğunu sayabiliriz.

Rusya bu araçların faydasını sahada keşfetti ve İran’dan daha fazla parti kamikaze İHA sipariş etti. Geçtiğimiz günlerde İran’da çeşitli askeri tesislere drone/SİHA saldırıları gerçekleştirildi. Bu tesisler mevzu bahis kamikaze İHA’ların üretim tesisleriydi. The Cradle editöryası güçlü kaynaklara dayanarak malumu ilan etti ve saldırının arkasındaki gücün İsrail olduğunu belirtti (Israel behind overnight drone attack on Iranian weapons factory: Report, 30 Ocak 2023, The Cradle).

Benjamin Netanyahu’nun kurduğu İsrail’in en süper-faşist hükümeti; içeride Filistin halkına yönelik saldırılarını yeni boyutlara atlatırken, dışarıda da İran’a karşı daha ileri hamleler gerçekleştiriyor, gerçekleştirecektir. Son aylarda İran, emperyalizmin uzun süredir zorladığı saldırıların birisiyle daha muhatap. Emperyalistler İran’ı “içeriden” imha ederek Avrasya kilidini bileğini bir türlü bükemediği Rusya’nın arkasına dolanarak aşma derdinde. Hedef ne İran halkının demokrasi endeksindeki konumu ne de kadınların sosyal bir sınıf olarak üzerlerindeki prangalardan kurtarılması. Batı tek bir şeyin peşinde; gerekirse İran’ın bombalanması ve on binlerin katledilmesi sureti ile Hazar Denizi ötesi kaynaklara ulaşmak ve burjuvazisini beslemek.
The Jerusalem Post, hazırladığı haberinde İsrail’in daha önce de İran’da benzer saldırılar tertiplediğine dikkat çekerek bu son saldırının başarısının altını çizdi (Israeli drone attack on Iranian weapons factory was phenomenal success – sources, The Jerusalem Post, Yonah Jeremy Bob, 29 Ocak 2023). İsfahan merkezindeki tesise saldırı İran rejiminin prestijini ve güvenlik imajını ciddi şekilde sarsmasının ötesinde; doğrudan Rusya savaşına genişletilmiş Ortadoğu cephesinden çok direkt bir müdahale (Drones target Iranian weapons factory in central city of Isfahan, The Guardian, Martin Chulov, 29 Ocak 2023). Donbass-Basra hattında başlayan savaş Ukrayna havzası ölçeğinde yoğunlaşmıştı; emperyalist-kapitalistlerin İsrail kolu ile gerçekleştirdikleri bu hamle savaş alanını genişletti. Artık İran, Ukrayna savaşında bir “cephe gerisi” değil, cephenin doğrudan kendisi.

İran’ın içeriden antik/tarihsel yahut modern sivil toplum dinamiklerinin de emperyalist-kapitalistler tarafından istismar ve mobilize edilmesiyle imhası; yalnızca Rusya değil, Çin’e kadar uzanacak bir koridorun emperyalist yağmaya açılması anlamına gelecek. Yine bugünlerde ABD ordusu içinden bir veri “sızdırıldı”, ABD hava kuvvetleri generali Mike Minihan, askerlerine bir iç konuşmada 2025’te Çin ile savaşa gireceklerini söyledi (WAR WITH CHINA COULD COME AS SOON AS 2025, Diego Ramos, 29 Ocak 2023, PopularResistance.org).

Yeni bir büyük savaş konjonktürü yaklaşıyor. Marks’ın “Tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekerrür eder.” Lafzı kulaklarımıza geliyor. Tıpkı diğer paylaşım savaşlarında olduğu gibi emperyalist-kapitalizmin küresel savaş kurmaylığı dünyayı kan ve barut cehenneme sürüklemekteyken dünya halkları ve emekçilerinin öncülerini ciddi bir sınav bekliyor. Emperyalist savaş kurmaylığı için gelinen sıkışma ve kriz noktasında Avrasya’nın kaynaklarına çökmek varoluşsal bir mesele. Rusya ve İran’ın Hazar ötesi coğrafyaya emperyalist-kapitalizmin sızmasını önleyen birer set olarak duruşları; ördükleri fiziki sur, AB-D emperyalistlerince topa tutuluyor. Surda bir gedik açılırsa tüm Avrasya küresel emperyalist hegemonyanın ayakları altına serilecek. İran bugün bu zincirin en önemli halkası. Belirleyici olacak.

Emperyalizmin İran seferi başladı mı? Uzun zamandır surları dövülen İran, İsrail ve Ukrayna’daki konjonktür değişimleriyle geçmişe nazaran çok daha yoğun saldırılara uğrayacak. Avrasya üç koldan sıkıştırılıyor. Birincisi Ukrayna ve Krasnodar-Kafkas hattıdır. Bu hatta güneyde İsrail güdümündeki Azerbeycan’ın Ermenistan’ı işgal ederek açtığı koridor dahildir. Bu koridor emperyalistlere üstte Rusya’yı, altta İran’ı sıkıştırabilecekleri bir soluk borusu olmuştur. İkincisi doğrudan İran’dır. Kadim İran coğrafyası Büyük İskender ve Kral Darius’un efsanevi mücadelesine benzer bir görkemle tekrar doğu ve batı savaşına sahne olacaktır. Üçüncü hat ise Tayvan-Çin hattıdır. Özellikle Japon militarist-faşizminin fabrika ayarlarına döndürülmesi ve ABD tarafından Frenkeştayn misali diriltilmesi; Avusturalya ve Kanada’nın askerî kapasitelerinin arttırılması bunun hazırlığıdır.

Avrasya, emperyalist-kapitalizmin bugün içinden çıkamadığı ve sürekli derinleşen krizinin aşmak için ihtiyaç duyduğu her şeye sahiptir. İki taraf da ölüm kalım müsabakasına çıkacaktır. Sefer başlamıştır.

Paylaşın