Geçen haftaki köşe yazımızda, Almanya’da yerleşik olan Kürdistan ve Türkiye kökenli göçmen kitle içerisinde hiç küçümsenemeyecek bir devrimci-demokrat potansiyel olduğunu ve bu potansiyelin büyük oranda atıl kalmasının sorumlusunun devrimci-demokratik örgütlenmeler olduğu tespitini yapmış, meydanın proje mafyasına bırakılmaması gerektiğini vurgulamıştık. Eleştiri-özeleştirimize kaldığımız yerden devam edelim. Okurlar arasında anımsayanlar olacaktır; 1970’li ve [Devamını Oku…]
Umut Yazıları
Biz Bu Oyunu Bozarız III – (Koşmak Zorundayız) – Serkan Kaya
“En hızlı yüzebilen, yaşamı devam ettirme konusunda en yetenekli balık, su olmadan yaşayabilir mi? Her tür sert iklime dayanaklı, güçlü ağaç toprak olmadan yaşayabilir mi? İşçi sınıfı ve halkla sökülmez organik bağları olmayan bir “devrimci parti” gibi hiç bir canlı kaynağı olmadan varlığını sürdüremez. Kitleler arasında siyasal çalışma ve örgütlenme [Devamını Oku…]
Meydan proje mafyasına bırakılırsa… – Murat Çakır
Almanya’daki Kürdistan ve Türkiye kökenli devrimci-demokrat göçmen örgütlerinin tarihi hayli eskilere, daha doğrusu işçi göçünün başladığı ilk yıllara dayanmaktadır. Yani büyük bir deneyim birikiminden bahsedebiliriz. Ancak, Almanya ve Türkiye arasında imzalanan »İşçi Mübadele Antlaşmasının« 57’inci yılında şöyle bir etrafımıza baktığımızda, devrimci-demokratik örgütlenmeler açısından durumun öyle hiç de iç açıcı olmadığını [Devamını Oku…]
Alman-Fransız çelişki çözüm yolları – Murat Çakır
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Birinci Dünya Paylaşım Savaşının bitişinin yüzüncü yıldönümü vesilesiyle Paris’te yapılan anma töreninde Avrupa’nın »gerçek Avrupa ordusuna« ihtiyacı olduğunu söylerken, Alman Şansölyesi Merkel’in de ısrarla Macron’a destek çıkmış olması, Almanya ile Fransa’nın aralarından su sızmayan partnerler olduğu görünümünü verdi. Ancak Pazartesi burjuva medyasına düşen yorumlar, gerçek resmin ayrıntıda [Devamını Oku…]
Ali Saydam yazdı; Ne Yazmalı!
“Doğru olmadığını bildiğin işlere girişme. Doğru olduğundan emin olduğun işlerde ise yavaş davranma” Hz Ali Memleketin ahvali üzerine yazmak, uzun süredir içimden gelmiyor… Bence, epey vakittir, Lenin’in “… bir ağaç ne kadar çürürse çürüsün, onu vurup devirecek bir güç yoksa…” sözünden çıkarılacak mealin doğruluğunu yaşayarak deneyimlediğimiz bir dönemdeyiz. Durum öyle [Devamını Oku…]
