Çeviriler, Gündem, Kadın - LGBTİQ+

Feminist mücadelenin bir aracı olarak grev: Vertbaudet örneği – Antikapitalist Feministler (Çeviri: Hülya Osmanağaoğlu)

20 Mart’ta Kuzey Fransa’da, çocuk bakım malzemeleri üreten Vertbaudet firmasında, çoğunluğu kadınlardan oluşan işçiler uzun süreli bir grev başlattılar. Grevin nedeni 2023 ücret sözleşmelerinde, ortalama ücretlerin aylık 1300 Euro civarında olduğu bu işyerinde, ücretlerin enflasyon nedeniyle erimesine rağmen, herhangi bir artış öngörülmemesiydi. Bu nedenle çoğu kadın 72 depo işçisiyle herhangi bir esneklik göstermeyen yönetim arasında mücadele başladı.

Sonuçta, 2 Haziran Cuma günü, grevin 75. gününde anlaşmaya varıldı: Grevciler zafer kazanmıştı ve yönetim taleplerini kabul etmiş, ücretlerde artışa gidilmiş (kıdem durumuna göre aylık 90 ila 140 Euro arasında), geçici sözleşme ile çalışan 30 işçinin kadroya alınması ve greve giden işçilere herhangi bir yaptırım uygulanmaması da sözleşmede yer almıştı.

İki buçuk ay süren mücadele

Vertbaudet’teki işçilerin çoğu on yıldan fazladır orada çalışıyor olmasına rağmen ilk kez 20 Mart 2023’te greve gidildi. Bütün gün ayakta, sipariş edilen bebek arabalarının ve pusetlerinin kontrol edilmesi, hazırlanması ve paketlenmesi ile uğraşan işçiler, “sıfır zam” öngören ücret sözleşmesi ve sadece 650 Euro ikramiye (ki o da emeklilik primlerine yansıtılmıyor) önerisi ile karşı karşıya kaldıklarında greve çıkarken, ücretlerde 150 Euro net artış ve inanılmaz bir iş yükü altında çalışan geçici işçilerin sorunlarının çözümünü talep ettiler.

Grevi kırmak için her türlü kirli ayak oyununu mubah gören yönetimle (işten çıkarma gözdağı ve tehditleri, greve katılmayan işçilerin firmanın imajının ‘yıpratıldığı’ yönündeki açıklamalarının kullanılması vd.), eylemi hedef alan polis şiddetinin (grevcilerin durduğu alana şiddet kullanarak yapılan müdahale nedeniyle bir işçinin acil servise kaldırılması, bir kadın sendikacıya evinin önünde sivil polislerin saldırması) kıskacındaki grevci işçiler vazgeçmediler ve mümkün olan tüm ilişkilerini baskı unsuru olarak devreye sokarak yönetimin direncini kırdılar.

CGT*’nin yeni seçilen genel sekreteri Sophie Binet’in grev alanına gelmesiyle işçilerin mücadelesi daha görünür hale gelince, grev yeniden dikkatleri topladı. Destek, 23 Mayıs’ta Paris’te yapılan eylemde, Binet’in, yönetimin 26 Mayıs’a kadar anlaşmaya yanaşmaması halinde, meseleyi ulusal ölçekte ele alarak, tüm CGT’yi mücadeleye dâhil edeceğini söylediği konuşmayla, daha da arttı. Tehdit amacına ulaşmış görünüyordu zira birkaç gün sonra Vertbaudet, grevcilerin taleplerini karşılamaya karar verdiklerini duyurdu.

Önemli bir feminist zafer

Sophie Binet’nin (kadınların ekonomik bağımsızlığının önemine dair konuşmasında) haklı olarak dikkat çektiği ve 23 Mayıs tarihli Le Monde’da yayımlanan ve grevi destekleyen kolektif imzalı açıklamada da belirtildiği üzere, grev aynı zamanda feminist bir eylemdi. Onlarca yıllık kıdeme rağmen verilen düşük ücretler ve yönetimin grevcilerin talepleri karşısındaki tutumu, işçilerin çoğunun kadın olduğu gerçeğinden bağımsız ele alınamaz. Çok sayıda feminist araştırmanın da gösterdiği üzere, iş süreçlerinin örgütlenmesinin cinsiyetli yapısı, sembolik bir cinsiyet ayrımcılığının ötesinde, kadın işçilerin ekonomik olarak güvencesizleştirilmesine yol açar. ‘Kadın işi’ diye kabul edilen mesleklerde ücretlerin düşürülmesi ya da çifte mesai diye adlandırılan ev işleri, kadınları yarım zamanlı işlerde çalışmaya mecbur bırakırken, ayakta kalabilmek için genellikle eşlerinin maaşına muhtaç olmalarına ve ekonomik olarak tahakküm altına alınmalarına neden oluyor.   

Tarihçi ve işgücünde cinsiyet eşitsizliği uzmanı Fanny Gallot, Mediapart’a Vertbaudet mücadelesi için şöyle diyor: “Bu işlerde iş sürecinin örgütlenirken, kadınların hiçbir vasfı olmadığı, titiz-dikkatli olmalarının doğalarından kaynaklandığı ve annelik rollerinin bir devamı olduğu varsayılır. Vasıfsızdırlar, sahip oldukları beceriler sadece doğal yapılarından kaynaklıdır ve bu nedenle de düşük ücret alırlar.”

Kadın işi denilen işlerin söz konusu eğretiliğinin (güvencesizliğinin-çn.), enflasyonun yaşam maliyetlerini hızla yükseltmesi nedeniyle, koşulları kadınlar için daha da dayanılmaz kıldığı ortaya çıktı. Bu nedenle grevcilerin çoğunun, özellikle de ücretleri ayakta kalmalarına ve çocuklarına yeterli bakımı sağlamalarına yetmeyen yalnız anneler olması sıra dışı değildi. Vertbaudet grevi, işçi sınıfının zaferi olduğu kadar feminist hareketin de zaferi ve koşullar farklı da olsa, Paris’teki İbis Batignoles otelindeki temizlik işçilerinin, 8 ayı grevde geçen 22 aylık mücadelesinin, dev Accor şirketine geri adım attıran başarısını, hatırlatıyor.

Feminist mücadelenin bir aracı olarak grev

Uluslararası feminist grev hareketinin her yıl örgütlediği ve Belçika’daki 8 Mart Kolektifi’nin sürdürdüğü 8 Mart grevlerini destekliyorsak, bir kerelik eylemlerle yetinmeyecek bir feminist harekete ihtiyaç duyduğumuzu akılda tutarak, feminist talepleri hayata geçirecek güçler arasındaki ilişkiyi, inşa etmeye başlamalıyız. Vertbaudet işçilerinin 75 gün süren ve zaferle taçlanan grevi, haklarımızı savunmak konusunda grevin ne kadar önemli bir güç olduğunu gösterdi.

Neoliberalizmin şiddetinin toplumsal mücadeleleri nasıl etkisizleştirdiğinin ve sermaye sınıfının işçilere savaş açma kararlılığının görüldüğü mevcut koşullarda, Verdbaudet’taki grevci işçiler şaşmaz kararlılıklarıyla sadece örgütlü olarak işverenlerin gücünün sarsılabileceğini ve grevin taleplerimizi duyurmak için önemli bir mücadele yöntemi olduğunu yeniden gösterdiler. Bu zafer bir son değil başlangıç olmalı ve tüm iş kollarında daha iyi çalışma koşullarına ilişkin feminist taleplerin gündeme gelmesi için grev silahının kullanılması desteklenmeli.

Vertbaudet’teki mücadele Belçika’da Delhaize çalışanlarının harekete geçmesinde belli ki etkili oldu. Kadın ve erkek işçiler, firma yönetimi tarafından 7 Mart’ta duyurulan yeniden yapılanma planına karşı eyleme geçtiler. Her iki örnekte de benzer koşullar mevcut: Kasiyerlerin çoğu kadın ve işlerinin vasıfsız kabul edilmesinden, küçük görülmesinden ve düşük ücretlerden mustaripler. Ve aynı zamanda yönetimin açgözlülüğüne karşı mücadelenin ön saflarında yer alıyorlar.  

Kuşkusuz hareket çok yönlü hukuki saldırılara maruz kalıyor; örneğin grevcilerin toplanma alanı belirlemesinin yasaklanmasına ilişkin düzenlemeler grevin hayata geçirilmesini zorlaştırıyor. Ancak Vertbaudet’ten çıkarılan bir başka ders; harekete kitlesel bir nitelik kazandırmak, o firmada çalışan işçilerin dışındakilere ulaşmak ve daha yaygın bir dayanışmayı örgütlemek. Özellikle CGT’nin desteği ve 23 Mayıs’taki eylem, grevci işçilerin kazanmalarını sağlayacak güçlerle ilişki kurmalarını sağladı. Aynı şekilde Delhaize’deki mücadele de o firmanın işçileriyle sınırlı kalmamalı, bütün güçlerin yan yana gelmesini sağlamak için, tüm işkollarının en geniş desteğini alacak bir mücadele örgütlenmeli.  

16 Haziran’ı “Siyasi Cesaret Mahkemesi” günü olarak kaydedin

Grevin feminist mücadelenin bir aracı olduğu, Brüksel’de MOC (Hıristiyan İşçiler Hareketi) çevresinde örgütlenen, yıllardır kâğıtsız olan işçileri bir araya getirerek yasal çalışma izni, istismar ve şiddet durumunda şikâyet başvurusu yapma ve Belçika İş Kurumu’nun (Actiris) eğitimlerine katılma talebiyle örgütlenen Ev İşçileri Derneği’nin, başlattığı hareketle de görüldü. 16 Haziran 2022’de Enternasyonal Ev İşçileri Günü’nde, Dernek üyesi işçiler taleplerini görünür kılmak ve siyasal dünyaya “Ev İşçileri Meclisi” olarak müdahil olmak üzere greve gittiler (Üstelik kâğıtsızken bunu yapmanın risklerine rağmen).  

16 Haziran 2023’te yeniden greve gidecekler ve Brüksel’de Poelart Meydanı’nda toplanacaklar. Burada Brüksel İstihdam Bakanı Bernard Clerfayt kâğıtsız işçilerin çalışma koşullarına ilişkin tutum alacak politik cesareti göstermediği için sembolik olarak yargılanacak. Biz Antikapitalist Feministler de ev işçilerinin tanıklıklarını dinlemek ve mücadelelerini desteklemek üzere orada olacağız.

………………………………………………………

Bu yazı 10 Haziran 2023’te ZNet’te yayımlanmıştır:  https://znetwork.org/znetarticle/the-strike-as-a-tool-of-feminist-struggle-the-example-of-vertbaudet/

Türkçeye Hülya Osmanağaoğlu tarafından Umut Gazetesi için çevrilmiştir.


* Fransız Sendikalar Konfederasyonu -ç.n.

Görsel: Grev toplantısı

Paylaşın