Hani şu dünyada bizim gibi milyarlarca emekçinin, yani ücretli kölenin çeşitli ülkelerde ki durmaksızın mücadeleleriyle kanlarıyla canlarıyla kazandığı ve belleklere işlettiği gün. 1 mayıs benim için en değerli gündür.
Birçok ülkede yönetici konumunda bulunanlarca birçok değerli gün ilan edilmiştir ama hiçbiri 1 mayıs kadar değerli olamaz. 1 Mayıs’ı farklı kılan özellikleri ise; hayatı ve hayatın içindeki tüm her şeyi yaratanların hatırlandığı değil kendilerini hatırlattığı gündür.
Yüzyıllar öncesinin köle tüccarları, derebeyleri vb. bugünkü kapitalistler ve burjuvalardır. Toprağın mülkiyetinin ortaya çıkmasından itibaren hep çalanlar ve kendilerinden çalınanlar olmuştur. İnsanlık yani emekçiler, 21.yüzyılı yaşadığımız günlerde ise kendilerine ait bir hayatı yaşamadıkları ve adeta robotlaştıkları dönemi geçmiş yüzyıllara göre şekil değiştirerek yaşıyorlar, yaşıyoruz.
Kölelikten kurtulmak, özgür ve demokratik şekilde insanca yaşam isteğine ise yönetici egemen devletler hep şiddetle ve büyük zulümlerle karşılık vermişlerdir. Çünkü biz emekçilerin kazancı olacak bir hayat, onların kaybı olacaktır. Maddi gücün ellerinden kaybolması demek biz kölelere sürdükleri hükmün kaybedilmesi demektir. Bizler ise ülkemizde ki ve tüm dünyada ki emekçilerin birleşerek ve güç birliği yaparak insani bir düzeni sadece bu şekilde kazanılabileceğinin farkındayız.
İnsan bir köşeye sinip korkakça robot gibi yaşamaya devam eder belki birkaç sene avucuna verilen kırıntıyla yaşar ama bu verilen kırıntılar bile aslında sustuğu için gelecekte kendisine silah olarak döner. Çünkü sömürenlerin sömürmesini yavaşlatacak ve tersine döndürecek bir durum değil bunun tam tersi katlanarak büyüyecektir.
Dünyanın batısında ki işçi doğusunda ki ve güneyinde ki işçinin nasıl bir hayatı olduğunu ve nasıl bir zulmün içinde olduğunu hissetmelidir, kendisine verilen kırıntılar da zaten alınıyor ama farkında olamıyor çoğu kez çünkü nisbi olarak hayat standarttı yükseltildiği için kendisini avutmak için ağzına birer biberon verilmiş… bu sene ki 1 mayıs ise küresel boyutta bir salgın felaketine denk geldiği için maalesef kutlamamalar direnişler kitlesel yapılamadı. Bu da ayrıca üzücü fakat kitlesel olmasa da her yerde 1 mayıs sloganları duymak bizlere umut veriyor. Anlatılacak çok şey var belki ama özgürce kutlama yapmak için mücadele verilen taksim meydanında 1977’de katledilen emekçileri saygıyla anıyorum ve onların boşa hayatlarını kaybetmediklerini ve kendisinden sonra gelen emekçilere onur duyacakları bir miras bıraktıklarını görüyor ve asla unutulmayacaklarını biliyorum. Onların bayraklarını yere düşürmeyeceğiz.
